YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, üniversitelerde ikinci öğretimin kaldırılmasına ilişkin açıklama yaptı. Özvar, “İkinci öğretimle ilgili, üniversitelerden aldığımız bilgiler eğitim öğretim kalitesinin biraz aşağı doğru indiği şeklinde. Hocalar fazla ders vermek bakımdan da biraz şikayetçi” dedi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özar, yükseköğretimde yapılan ve yapılacak yeni düzenlemeleri anlattı.
İkinci öğretimin neden kaldırıldığını açıklayan Özvar, “üniversite mezun olmanın ortaöğretim mezunlarından reel ücretler bakımından daha fazla imkân sağladığını” söyledi.
Sözcü yazarı Saygı Öztürk’e konuşan Özar, “İkinci öğretimle ilgili, üniversitelerden aldığımız bilgiler eğitim öğretim kalitesinin biraz aşağı doğru indiği şeklinde. Hocalar fazla ders vermek bakımdan da biraz şikayetçi” ifadelerini kullandı.
Özvar şunları anlattı:
“Üniversite sayısı: Kapasitemiz şu an itibariyle talebi karşılayacak düzeyde
Türkiye’de bugün 208 üniversite ile birlikte yüksek öğretimde erişim talebine cevap verebilecek bir kapasiteye ulaşmış vaziyetteyiz. Bu çok önemli. Aldığımız bu karara gerekçe oluşturacak bir husus varsa onlardan bir tanesi bu. Bizim kapasitemiz yani ikinci öğretime kontenjan vermesek de rahatlıkla şu an itibariyle talebi karşılayacak düzeydedir. Çünkü yeni pek çok program açıyoruz. Bu programlarda da artık gençlerin istihdam piyasasına girmesini zorlaştıracak programlar yerine daha kolay iş bulmalarını sağlayacak programlar tasarlıyoruz.
Gençler biliyor ki, Yüksek Öğretim mezunu olmak reel ücretler bakımından ortaöğretim mezunlarından daha fazla kendilerine imkan sağlıyor. O yüzden insanlar üniversiteyi tercih ediyor. İyi bir vatandaş olmak amacının dışında sosyal saygınlık, öğrencilerin tabiriyle söylüyorum daha nitelikli iş bulmak, daha yüksek maaşa kavuşma arzusu da çok fazla. Gençleri etkiliyor. Biz programları dönüştürürken bu hususa fevkalade dikkat ediyoruz. Gençler daha fazla istihdam piyasasında imkan bulabilmeli.
İkinci öğretimin kaldırılmasının nedenleri ne?
İkinci öğretimle ilgili, üniversitelerden aldığımız bilgiler eğitim öğretim kalitesinin biraz aşağı doğru indiği şeklinde. Hocalar fazla ders vermek bakımdan da biraz şikayetçi. Üzerlerine düşen ders yükü, ikinci öğretimin programlarının olduğu üniversitelerde ilgili programlarla daha yüksek. Bize gelen, bizim yaptığımız çalışmalarda da hocalardan şikâyet de söz konusu. Bir de bazı üniversitelerde normalde 17.00 den 18.00 den sonra başlaması gereken programlar daha erken saatlere çekiliyor. ‘İşim var, üniversiteye de gidecektim’ gibi şikayetlerin aslında hepsine hak vermek mümkün değil. İkinci öğretimde olmayan programlara çalışan arkadaşlarımız daha büyük bir imkanla Açık Öğretim programlarına da yazılabilirler. Dolayısıyla Açıköğretim programları ikinci öğretim, programları için de bir çıkış yolu. Toplum, çok insan buna olumlu yaklaşıyor, ikinci öğretim konusunda kararımızı da benimsiyor. Kararımıza üniversiteler de, öğrenciler de sıcak bakıyor.”
Haber Merkezi