Kurban Bayramı’nda kesim sonrası etin 24 saat bekletildikten sonra tüketilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Rengin Özbey, vatandaşlara kızartma, kavurma ya da mangal yerine haşlama ve fırında pişirme yöntemini tercih etmeleri gerektiği uyarısında bulundu.
Kurban Bayramı’nda vatandaşlara, kesim sonrası etlerin saklanması, pişirilmesi ve porsiyon kontrolü hakkında açıklamalarda bulunan Diyetisyen Rengin Özbey, bayram boyunca sağlıklı beslenmenin sürdürülmesi noktasında bilgiler verdi.
Kurban etinin kesilmesinden hemen sonra yenmesinin sindirim sistemi bozuk olan insanlar için sıkıntılara yol açabileceğinden bahseden Diyetisyen Rengin Özbey, “Etler biliyorsunuz ki sindirimi zor olan besinler. Özellikle Kurban Bayramı’nda mide ve bağırsak rahatsızlıkları olan hastalarda mide problemleri artıyor. Bu yüzden etler mutlaka kesildikten sonra 24 saat bekletilmeli ve pişirme yöntemi olarak da kızartma, kavurma ve mangalın yerine haşlama ya da fırında pişirme yöntemleri tercih edilmeli. Pişirirken de etin kendi yağıyla pişirilmeli ekstra bir yağ ilave edilmemeli. Ayrıca etlerin görünen yağları da ayırt edilmeli. Çünkü etler, görünen yağ haricinde ortalama yüzde 21 oranında yağ içeriyor. Bu yağlar da hayvansal yağ dediğimiz yani doymuş yağlar. Bu da direkt olarak kalp hastalıkları riskimizi arttırıyor” dedi.
Kurban Bayramında et tüketiminin yanında sebze ağırlıklı beslenmenin de önemine vurgu yapan Özbey, “Etler C ve E vitamini yönünden fakir besinlerdir. O yüzden de etlerimizi tüketirken mutlaka yanında salatamız veya bir sebze yemeğimiz veya taze sıkılmış meyve sularıyla birlikte tüketmemiz etteki demir emilimini arttırarak bizim için daha besleyici hale gelecektir. Etlerimiz mutlaka iyi pişirilmeli. Kesinlikle çiğ ve çok az pişmiş olmamalı. Çünkü Zoonoz hastalıkları riski açısından da bizim adımıza risk oluşturabilir. Diğer bir konu da Kurban Bayramı’nda sakatat tüketimi de artıyor. Yani etin kendisinin kolesterol içeriğinin yüksek olmasından da öte sakatatlar da ciddi miktarda kolesterol, doymuş yağ içeriyor. Bu yüzden de sakatat tüketiminden de bu süreçte kaçınılmalıyız” şeklinde konuştu.
Bayramda tatlı tüketimine de dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Özbey, “Bayramın diğer bir önemli unsuru da tatlı tüketimi. Her gittiğimiz misafirlikte her ikram edilen tatlıyı tüketmemek gerekiyor. Porsiyon kontrolü çok önemli. Şerbetli tatlılar yerine de sütlü ve meyve tatlılarını tercih etmeliyiz. Tabii ki bu süreçte diğer bir konu da su tüketimi ve fiziksel aktivite. Etin toksinlerinden arınması adına günlük 2 ya da 2.5 litre su tüketmeye özen gösterelim. Ve akşam saatlerinde de yarım saat hafif ve orta tempoda bir fiziksel aktivite yapmamız da bayramımızı güzel geçirmeye yardımcı olur” ifadelerine yer verdi.
İHA