TMMOB Bursa’dan afet çağrısı: “Rant politikalarından vazgeçin”

Türkiye’de meydana gelen yapay ve doğal afetlere ilişkin TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu tarafından yapılan basın açıklamasında rant odaklı yapılaşma ve kentleşme politikalarında vezgeçilmesi çağrısı yapıldı.

TMMOB Bursa’dan afet çağrısı: “Rant politikalarından vazgeçin”
Yayınlama: 26.06.2024
A+
A-

TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu (İKK) bugün Bursa Akademik Odalar Birliği’nfe bir basın açıklaması düzenleyerek doğal ve yapay afetlere karşı tedbir çağrısında bulundu.
Açıklamada, TMMOB Bursa İKK Sekreteri Şirin Rodoplu Şimşek, Türkiye’nin hem doğal hem de yapay afetlerin sıklıkla yaşandığı bir ülke olduğunu ve bunun toplumsal bir bilince dönüşmesi gerektiğini söyledi.

HAZIRLIK KAPASİTESİ ARTIRILMALI

Afetler sonucu yaşanan can kayıplarının ülke kalkınmasına da zarar verdiğinin altını çizen Şimşek, “Kalkınmanın sürdürülebilir olması için ülkemizde afet risklerinin anlaşılması, risk azaltıcı tedbirlerin alınması ve çoklu tehlikelere karşı hazırlık kapasitesinin artırılması çok önemlidir.” dedi.

GEREKLİ ADIMLAR ATILMADI

Türkiye’de yaşanan afetlere karşın yanlış altyapı çalışmalarının ve yapılaşma politikalarının sürdüğünü söyleyen Şimşek, TMMOB’un hazırladığı bütün raporlara rağmen bugüne kadar felaketlere hazırlık konusunda adımlar atılmadığını dile getirdi.

BURSA İÇİN KİMYASAL TEHLİKE VURGUSU

Olası bir Marmara Depremi’nin yapısal yıkımla beraber büyük kimyasal felaketler de beraberinde getireceğini ifade eden Şimşek, Bursa özelinde şunları söyledi:

“Bursa özelinden bakarsak; İlimiz sınırları içerisinde 17 adet organize sanayi bölgesi bulunmakta ve bu organize sanayi bölgelerinin büyük çoğunluğunun şehir merkezine çok yakın olduklarını düşünürsek, olası bir deprem durumunda yaşanacak olan kimyasal tehlikeler depremin yıkımını daha da şiddetli boyutlara taşıyacağı apaçık ortadadır.

Kimyasal madde ve boya üreten fabrikaları, Kimyasal tanklar, Kimyasal malzeme depoları, Benzin İstasyonları ve kontrolsüz merdiven altı üretim yapan üretim atölyeleri doğal afet durumunda potansiyel tehlike kaynaklarıdır ve yıkımlarının sonuçları çok ciddi olacaktır.”

TOPLUM YARARI GÖZETİLMELİ

Şimşek, afetlere hazırlık konusunda atılması gereken adımları şöyle özetledi:

*Devlet tüm yurttaşlara eşit, sağlıklı, güvenlikli yaşama koşullarında nitelikli yaşam çevreleri sağlamakla yükümlüdür. Salgın, afet ve kriz koşullarında başarılı iyileşme süreçleri için alınacak önlemlerin bilimsel ilkeler ve gerçeklerle, toplum yararı gözetilerek oluşturulması; afet yönetimi hakkında geliştirilecek politikaların bilim insanlarını, meslek odalarını, akademik kuruluşları ve ilgili uzmanlıkları dikkate alarak oluşturulması zorunludur. Bugüne kadar pek çok yurttaşın hayatına mal olmuş ve olmaya devam eden, büyük yıkımlara ve kayıplara sebep olan rant odaklı planlama, kentleşme ve yapılaşma politikaları terk edilmelidir.

RİSK YÖNETŞM SİSTEMİ OLUŞTURULMALI

*Yapı denetimi sistemi TMMOB ve bağlı odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir. Yapılaşmadan kaynaklanan risklerin bertaraf edilmesi için doğru ve yeterli bir ‘risk yönetim’ sistemi oluşturulmalıdır.

UYGUN OLMAYAN YAPILAR DERHAL BOŞALTILMALI

*Bölgesel ve kentsel ölçekte ‘sakınım planları’ hazırlanmalıdır. Ülke genelindeki yapılar incelenmeli, riskli yapılar tespit edilmeli ve güvenli hale getirilmelidir. Uygun olmayan zemin ve arazilerdeki yapılar derhal boşaltılmalıdır. Tüm yaşam alanlarımız bilimin ve teknolojinin rehberliğinde, insanların ihtiyaçları doğrultusunda ve doğayla barışık biçimde yapılandırılmalıdır.

MESLEK ODALARI SÜRECE ETKİN KATILMALI

*Güvenli yapılaşmanın sağlanması ve tüm bu süreçlerin sağlıklı işletilebilmesi için meslek odalarının sürece etkin katılımını sağlayacak yeni bir planlama, tasarım, üretim ve denetim süreci modeli benimsenmelidir.

*1938 yılından bugüne değiştirilmemiş olan 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Kanunu değiştirilmeli Meslek Odalarının kendi meslektaşlarını yetkinliklerine göre belgelendirme ve yetkilendirme hakkı getirilmelidir. Tüm dünyada olduğu gibi meslek içi eğitim, mesleki bilgiyi-deneyimi ölçme ve değerlendirme, mesleki faaliyetlerin ve meslek etiğinin takibi gibi süreçler ancak Meslek Kuruluşları aracılığı ile yapılabilir ve sürekliliği sağlanabilir.

*Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, gerek kamu kurumlarının, gerekse kamusal alanların ihtiyaç duyduğu nitelikli mühendislik hizmetlerini tanımlarken Meslek Odalarının belgelendirme sistemlerini baz almalıdır. İmar Kanunu, Yapı Denetim Kanunu, Afetlerle ilgili Kanunlar, İhale Kanunu gibi yapılaşmayı belirleyen pek çok kanun ve bağlı yönetmelik, şartname ve tebliğlerinde tarif edilmeye çalışılan mühendislik, mimarlık ve planlama hizmetleri Meslek Odalarının vereceği belgeler ile tanımlanmalıdır.

İMAR KANUNU HAZIRLANMALI

*38 yıl önce, yürürlüğe giren ve “Amaç” başlığı altında dahi afet güvenliğini göz ardı etmiş olan 3194 sayılı İmar Kanunu günümüz şehircilik, planlama, yapı üretim ve denetim hizmet ihtiyaçlarına yanıt veremez ve ulusal afet mevzuatıyla kopuk bir durumdadır. İmar yasasının BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan “İnsan Odaklı Dirençli Kentler” yaratılmasına hizmet edecek, afet mevzuatı ile uyumlu, mevcut planlama sürecindeki karmaşayı giderecek şekilde yeni bir “İmar Kanunu” hazırlanmalıdır.

*Afet öncesi önlemlerin de afet sonrası iyileştirme süreçlerinin de yeni yerleşimlerin de bu bağlamda bilimsel ilkeler gözetilerek, bilim insanlarının, meslek odalarının, akademik kuruluşların ve ilgili uzmanlıkların görüşleri dikkate alınarak toplum yararı doğrultusunda oluşturulmalıdır.

Haber Merkezi