6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından depremzedelere yönelik hem arama kurtarma hem de insani ihtiyaçlara yönelik önemli bir organizasyon kuran Türkiye Komünist Partisi, bundan sonraki sürecin örgütlenmesine dair Deprem Takip Merkezi’ni kurdu. Deprem Takip Merkezi; depremzedelere yönelik hukuki ve psikososyal destek, kentlerin yeniden planlanması, bölgenin ihtiyacı olan ekonomik kalkınma, göç eden yurttaşların iş, ev ve ev malzemesi ihtiyaçları gibi deprem sonrası yürütülmesi gereken sürecin takibini yaparken, sorumluluğunu da üstlenecek.
Zehra Değirmenci
6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki depremin ardından 10 ilde büyük yıkımlar meydana geldi. Depremlerin ardından yıkım yaşayan illere yönelik arama kurtarma ve insani ihtiyaçlara yönelik yardımların yetersizliği ve koordine edilememesi ise eleştirilere neden oldu. Ancak depreme yönelik halkın kendisinin oluşturduğu seferberlik, yıkım yaşanan bölgelere müdahalelerde ve yardımların ulaşmasında önemli bir rol oynadı. Pek çok sosyalist örgüt ve parti var olan güçleriyle bölgede kriz masası oluşturarak depremzedelerin ihtiyaçlarına cevap vermeye çalıştı. Bunlardan birisi de Türkiye Komünist Partisi oldu.
Deprem bölgelerinde kurduğu kriz masaları, enkazlarda yaptığı arama kurtarma çalışmaları ve Türkiye’nin geri kalan illerinde yaptığı yardım organizasyonuyla tıpkı diğer sosyalist yapılar gibi önemli bir boşluğu dolduran Türkiye Komünist Partisi (TKP), deprem sonrasındaki sürecin takip açısından da Deprem Takip Merkezi’ni kurdu. Partinin bu zamana kadar yaptığı çalışmaları ve 20 Şubat tarihiyle kurduğu deprem takip merkezini Parti Meclis Üyesi Ayhan Keser ile konuştuk.
Depremin ilk anından itibaren harekete geçen TKP’nin bu konuda hareket kabiliyeti, daha önce yaşanan afetlerle beraber yapılan ön hazırlık çalışmasıyla alakalıydı. Başta Antakya olmak üzere deprem bölgelerinde arama kurtarma faaliyetlerine katılan parti üyeleri, bu anlamda birçok yurttaşı da enkaz altından çıkardı. Bölgede arama kurtarma çalışmaları ve yardım organizasyonu yapılırken, bir yandan da Türkiye’nin çeşitli noktalarında bulunan Semt Evleri, İşçi Evleri ve TKP irtibat bürolarında da bölgeye gidecek yardımlar titizlikle toplandı. “Maalesef hükümetin buna dönük bir hazırlığının olmadığını da acı bir şekilde görmüş olduk bir kez daha” diyen Keser, TKP’nin ilk günden itibaren yaptığı organizasyon sonrası halktan da yoğun bir yardım desteği gördüklerini aktardı.
Depremin ardından 18 gün geçmiş olmasına rağmen hükümetin yaptığı çalışmaların yetersiz olduğunu vurgulayan Keser, “Görüyoruz ki hükümet halkın ihtiyaçlarını karşılamak için yapmadığı organizasyonu, yıkılan evleri bir an önce alandan çekip yeni inşaatlarda donatmak için yapmaya yelteniyor. Burada çeşitli problemler olacağından eminiz ve buna dönük hazırlık içerisine girmeye karar verdik.” şeklinde konuştu.
Deprem Takip Merkezi’nin ana çalışma başlıkları; enkaz kaldırma sürecindeki hukuksuzlukları engellemek, depremzedelere hukuk destek sağlamak, deprem bölgesinde yaşamına devam edecek olan insanların ilerleyen süreçlerde ekonomik kalkınmasına yönelik hazırlıklar, depremzedelerin göç ettiği illerde ihtiyaçları olan iş, ev, ev malzemesi ve psikososyal destek gibi konular olacak.
Keser, Hükümetin ‘bir yıl içinde konutları dikeceğiz, depremzedelere teslim edeceğiz’ sözlerini şöyle değerlendirdi:
“Hükümet ‘bir yıl içerisinde konutları dikeceğiz, depremzedelere teslim edeceğiz’ diyor ama hem biz Elazığ ve İzmir depremlerinin ardından bu yeni yapılan konutların depremzedelere büyük bir maliyet getirdiğini biliyoruz hem de bu iddianın gerçek olmadığını biliyoruz. Daha önce verdikleri ‘şu zamana kadar şu kadar konut yapacağız’ taahhütlerinin hiçbirini tutmadılar, bunu da tutamayacaklar. Sadece yüklü miktarda para kazandıracaklar bir yığın müteahhite. Biz ise bunun aksine başta konteyner kentler olmak üzere sağlıklı konutlar inşa edilene kadar insanların gündelik hayatının sürmesinin sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu nedenle kentlerin tarihi dokusu ve depreme dayanıklılık hesaba katılarak konteyner kentlerin oluşturulması için bir ön çalışma içerisindeyiz.”
Depremin yaşandığı andan itibaren hükümetin halkı büyük bir acizlik içerisinde bıraktığını kaydeden Keser, Türkiye’nin kaynaklarının çok zengin olmasına karşın bölgeye gönderilen yardımların hem organize edilemediğini hem de kaynakların sermaye sınıfına düzenli olarak peşkeş çekilmesi nedeniyle halkın payına yoksulluk ve yoksunluk düştüğünü dile getirdi. Dolayısıyla TKP Deprem Merkezi’nin çalışma başlıkları aynı zamanda mücadele başlığı olarak da planlanıyor.
Türkiye’nin devletçi bir ekonomiye, eşitlikçi bir toplumsal düzene, laik bir siyasal sisteme ihtiyacı olduğunun altını çizen Keser, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Belki hepsi kadar ya da onlardan daha önemlisi egemen, bağımsız bir ülkeye ihtiyacımız var. Bizim TKP Deprem Merkezimiz aynı zamanda bu başlıklarda da hem depremzedelerle hem Türkiye’nin geri kalanıyla birlikte mücadeleyi örgütlemeye çalışacak. Çünkü sadece depreme dayanıklı konutlar kontrolü ile biz bu enkazın altından çıkamayacağız. Bir daha benzer bir şeyin yaşanmaması için hem bilimsel ve teknik imkanlardan faydalanacağız hem dayanışmayı güçlendireceğiz hem de iktidardan hesap sorup yeni bir Türkiye’yi kurma iradesini ortaya koyacağız. Bu nedenle yola çıktık.”
Deprem bölgeleriyle dayanışmak için TKP Kriz Masası’na 0553 334 72 31 numaralı telefondan, TKP Deprem Takip Merkezi’ne ise [email protected] adresinden e-posta ile ulaşılabiliyor.