Şiddetsiz Erkekler Topluluğu: “İlgili babalığın önündeki en büyük engel ataerkil erkeklik pratikleri”

Şiddetsiz Erkekler Topluluğu babalar günü açıklaması yaptı. Babaların, çocuk gelişimi ve bakımı konusundaki rollerinde sorgulaması gereken noktalara dikkat çeken topluluk, Türkiye’de babaların çocuklarının gelişiminde ve bakımında neden yeterince sorumluluk almadığını ele aldı.

Açıklamada, ataerkil babalık modelinin, babayı çocuğundan ve çocuğu da babasından uzaklaştırdığı vurgulandı. Geleneksel olarak, baba figürünün “güçlü”, “yiğit” ve “sert” olarak tanımlandığı, bu kalıpların babaların çocuk bakımına katılımını engellediği belirtildi.

Türkiye’de birçok babanın çocuk gelişimi ve bakımındaki sorumluluklarını geri planda gördüğünün ifade edildiği açıklamada, babaların erkeklik kalıpları nedeniyle bakım becerilerine sahip olmadıkları, çünkü bu şekilde yetiştirildikleri ifade edildi.

Babaların önce erkek, sonra baba olarak yetiştirildiğine dikkat çekilen açıklamada, “Erkek süt ısıtmadığı için baba da süt ısıtmıyor. Annenin temel sorumluluğu gibi görülüyor. Çocuk gelişimi için en kritik dönemlerde baba çocuğa yakın olmazsa gelişim fırsatı da kaçıyor. Babalık, eve ekmek getirmek, kural koymak değil. Çocukla zaman geçirmek, bakım, gelişim sorumluluğu almak, etkinlikler yapmak demek. Her baba kendini bir yoklasın. Çocuk akşam kim diye ağlıyor? Çocuk babadan sadece kıyafet ya da dışarıdan bir şey istiyorsa, o baba çocuk ilişkisinde sorun var demektir.” denildi.

BAŞKA BİR BABALIK MÜMKÜN MÜ?

Ataerkil pratikleri sorgulamak ve uzaklaşmak, erkek olarak cinsiyetten kaynaklanan ayrıcalıkları sorgulamak gerektiğinin altının çizildiği açıklamada, şu sözlere yer verildi:

“Öncelikle ataerkil pratikleri sorgulamak ve uzaklaşmak, erkek olarak cinsiyetimizden kaynaklanan ayrıcalıklarımızı sorgulamamız gerekiyor. Çünkü o ayrıcalıklar sağlıklı kadın erkek ilişkisini imkansız hale getirirken çocuğumuzu da bizden uzaklaştırıyor. Eşitliği savunmamız, dilimizi cinsiyetçilikten uzak tutmamız, şiddetle aramıza mesafe koymamız, ortak bir yaşam için sorumluluk almamız, öğrenmeye açık olmamız, dinlemeyi öğrenmemiz gerekiyor.”

Haber Merkezi