Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, öğrenci yurtlarının koşulları ve “mülkiyet gaspı” kanununu eleştiren bir basın toplantısı düzenledi. Sarıbal, öğrencilerin barınma hakkının devlet tarafından sağlanması gerektiğini ve afetlerin iktidarın politika eksiklikleri nedeniyle daha da kötüleştiğini vurguladı.
Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, öğrenci yurtları ve “mülkiyet gaspı” kanunu hakkında yaptığı basın toplantısında, öğrencilerin barınma hakkının devlet tarafından sağlanması gerektiğini belirterek, yalnızca öğrencilerin değil, 95 milyon vatandaşın barınma ve beslenme hakkının güvence altına alınması gerektiğini vurguladı.
Öğrenci yurtlarının kötü koşullarına dikkat çeken Sarıbal, “Asansörlerde kalıp hayatını yitiren, intihar eden öğrenciler, yurtların inanılmaz kötü koşulları düşünülünce, öğrencilerin talepleri çok insani. İnsanca yaşam için dile getirilen talepler bunlar. Yetmedi, bir de Zeren için bir araya gelen öğrencilerin darp edilmesi, gözaltına alınması hangi anlayışa sığar, İktidarın bu zulmü artık taşınamaz hale gelmiştir. İktidar tefecilere 1 yılda 640 milyar faiz vereceğine insanca eğitim için gereken koşulları sağlasın. Peki bu boşluğu nasıl doldurdular? Cemaatlerle, tarikatlerle. Onlar sizin yurt sorununuzu çözer. Sonra yoksul öğrencileri cemaatlere teslim ettiler. Yurt sorununu kendi tabanları üstünden bir örgütlenmeye dönüştürdüler. Peki başka? Okullara imam atadılar. Yurtlara imam atadılar. Evde sağlık sistemine imam atadılar. Depreme imam gönderdiler. Bu olacak iş değil.” dedi.
Depremin doğal bir olay olduğunu ancak afet haline gelmesini iktidarların ve devletin yetersiz tedbirler almasının neden olduğunu belirten Sarıbal, “Deprem bir doğa olayıdır. Afet değildir. Onu afete dönüştüren iktidarların, kamunun, devletin bu tür doğal olaylara karşı yeterli tedbir almamasıdır. Bu olayları afete dönüştüren iktidarlardır. Deprem gerçektir, bu gerçeğe göre doğru yerlerde, doğru zamanda, doğru binalar yapmazsanız, inşaatı sadece kendi yandaşlarını zenginleştiren kar mekanizması olarak kullanırsanız, her türlü doğa olayının afete dönüşmesi söz konusu olur.
Sonra da “doğal afet riski” gibi bilimsel karşılığı olmayan bir tarif uydurursunuz. Sorun nedir? Sorun bu kanun tasarısının kendisidir. Bu tasarı yeni mülksüzleştirme, mülk gaspı programıdır. Yani afet iktidarın bizzat kendisidir. Afet 21 yıllık politikalardır. Afet Saray’dır.” açıklamalarında bulundu.
Haber Merkezi