Katıldıkları moda programıyla ünlenen Nihal-Bahar Candan kardeşlerin bir dolandırıcılık örgütünün gizli kasası olduğu iddia edildi.
Dilan ve Engin Polat çiftinin kara para aklama suçlamasıyla tutuklanmasının ardından sosyal medyada şatafatlı hayatlarıyla tanınan fenomenlere yönelik şüpheler giderek artıyor. Şimdi de katıldıkları bir moda programıyla tanınan Nihal ve Bahar Candan kardeşler bir dolandırıcılık örgütünün gizli kasası oldukları yönünde iddiayla gündeme geldi.
BirGün yazarı Timur Soykan, Bahar-Nihal Candan kardeşler hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu yazdı.
Soykan, Candan kardeşlerin moda programlarında “aptal rolü” sergileyerek ünlü olduklarını, lüks hayatlarını sosyal medyada paylaşarak fenomen haline geldiklerini aktardı, bu sayede ‘Sazan Sarmalı’ yöntemiyle dolandırıcılık yapan bir suç örgütünün gizli kasası oldukları yönünde iddialarla İstanbul Küçükçekmece Başsavcılığı tarafından haklarında hazırlanan iddianamenin ayrıntılarını paylaştı.
Haklarındaki suç duyurusunda Nihal Candan’ın çete liderinin sevgilisi, Bahar Candan ile birlikte örgütün gizli kasası oldukları iddia edildi. Soykan “Candan kardeşler gizli kasa iddiası” başlıklı yazısında iddianamenin ayrıntılarına şöyle yer verdi:
“26 Eylül 2023 tarihinde yapılan suç duyurusunda 3 şikâyetçi ve 25 mağdur yer aldı. İddiaya göre; İstanbul’da kliniği olan Kars doğumlu Doktor Refik E. E., Hacı İsrafil S. isimli tanıdığına WhatsApp’tan araç listesi gönderdi. Bu araçların batık şirketlerden el konulan filo araçları olduğunu ve TMSF’nin, vergi dairelerinin piyasadan yüzde 30-40 daha ucuza sattığını söyledi. Dolandırıcıların senaryosuna göre; bir kişi en fazla üç araç alabiliyordu. Bunun için bir şirket kurulmuştu ve araç satın almak isteyen kişilerden yüzde 10 hizmet bedeli alınıyordu. Araç satın almak isteyen kişi 21 gün önce paranın tamamını göndermeliydi. Şirket takas da kabul ediyordu. İddiaya göre; Hacı İsrafil S., Ekim 2022’de 1.5 milyon TL’lik bir araç için ismini yazdırdı. Doktor olduğu için güvendiği Refik. E.E.’ye paranın tamamını gönderdi.
Bir hafta sonra Doktor Refik E. E., ‘Otomobilin hazır gel, teslim al’ diyerek onu çağırdı. İstanbul’a gelen Hacı İsrafil E., burada şirketin sahibi olarak Kaan Hamzaoğlu isimli kişiyle tanıştırıldı. Lüks lokantalardaki akşam yemekleri ve otellerdeki toplantılarla gözü boyandı. Hacı İsrafil S.’nin ifadesine göre; araç alım satım işinin yılbaşına kadar süreceği ve herkesin büyük para kazanabileceği anlatılmıştı. Hacı İsrafil S.’ye çok fazla çevreye duyurmadan, yakınındaki kişileri araç almaya ikna etmesi teklif edildi. Bunun karşılığında komisyon verilecekti.
Hacı İsrafil S.’nin Kars’taki akrabaları ve arkadaş çevresinden çok sayıda kişi araç satın almak ve takas için ismini yazdırdı. İlk dönemde araçlar sorunsuz teslim edildi ve güven tesis edildi. Aslında talebin artması ve vurgun yapılacak para hedefine ulaşılması bekleniyordu. Bu sırada 20’yi aşkın talep geldi, bazıları otomobillerini ve evlerini takas için şirkete devretmişti.
Bu sırada Hacı İsrafil S. ile birlikte Ömer K., Nesim A. sarmalın içine girmişti. Takas yaparak önce araçlarını almışlar daha sonra yeni araçlar için isim yazdırıp paraları göndermişlerdi. İfadelerine göre; şirket yöneticisi olduğunu söyleyen Kaan Hamzaoğlu ile İstanbul Etiler, Bebek gibi semtlerdeki lüks lokantalarda yemek yerken doktor, avukat ve polis olduğunu söyleyen kişiler vardı. Suç duyurusuna göre şikayetçi Hacı İsrafil S., Etiler’deki Tepsi Et Lokantası’ndaki bir yemekte Kaan Hamzaoğlu ve Dr. Refik E.E.’nin yanı sıra moda programlarıyla ünlenen ve sosyal medyada gösterişli hayatını sergileyen Bahar Candan’ın olduğunu söyledi. Hacı İsrafil S. ve diğer şikayetçi Ömer K. bir başka yemekte ise Bahar Candan’ın ablası olan sosyal medya fenomeni Nihal Candan ile tanıştıklarını anlattı. Ayrıca organizasyondaki kişiler suç örgütü lideri Ümit Saral’ın da bu işini içinde olduğunu öne sürmüştü.
Artık çete, Sazan Sarmalı’nı toplamak için beklediği noktaya gelmişti. Çete üyeleri, otomobilleri teslim etmedi, teslim edilen bazı otomobiller trafikte durduruldu ve bu araçların bir kiralama şirketine ait olduğu ortaya çıktı. Çete üyeleri telefonlarını değiştirerek ortadan kayboldu. Suç duyurusuna göre; sadece Kars’tan 20’yi aşkın mağdur toplam 30 milyon TL dolandırılmıştı.
Suç duyurusuna göre; şikâyetçiler paraların ve otomobillerin peşine düştüğünde kendisini ‘Kaan Hamzaoğlu’ olarak tanıtan kişinin Onur Apaydın olduğunu öğrendi. Onur Apaydın daha önce bir Sazan Sarmalı Operasyonu ile gündeme gelmişti. İstanbul Küçükçekmece Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede örgüt yöneticisi olmakla suçlanan Onur Apaydın’ın aynı yöntemle 54 kişiyi dolandırdığı iddia ediliyordu. 54 kişi dolandırmaktan 1088 yıl hapsi istenen Onur Apaydın yakalanmamıştı.
Suç duyurusunda; fenomen Nihal Candan’ın Onur Apaydın’ın sevgilisi olduğu iddia edildi. Ayrıca şöyle denildi:
‘Müvekkillerimiz bu ticarete girdikten birkaç ay sonra Bahar Candan Instagram hesabından bir sabah hesabına 12 milyon TL aktarıldığını paylaşmıştır. Kendisinin de kandırıldığına dair algı yaratmaya çalışmıştır. Ancak kendisi ve kız kardeşi Nihal Candan organize suç örgütünün gizli kasasıdır… Hedef mağdurlara güven telkin etmek edilmesi amacıyla doktor, avukat, polis, sosyal medya fenomeni Bahar Candan-Nihal Candan gibi birçok tanınır isimler aktif rol oynamaktadır.’
Bu sırada parasını isteyen ve çeteye ulaşabilen mağdurlar iddiaya göre tehdit edildi. Onur Apaydın bir süre sonra başka bir suçtan yakalanarak İstanbul Paşakapısı Cezaevi’ne konuldu. Küçükçekmece’deki Sazan Sarmalı davasında ise 25 Mayıs 2023 günü tutuklandı. Küçükçekmece’de 54 mağdur ile başlayan davada şikâyetçi sayısı aylardır artıyor. Paralarının ödeneceği söylenerek oyalanan bazı mağdurlar artık umudunu kaybedince suç duyurusunda bulunuyor. Bu soruşturmalar Küçükçekmece’deki dava ile birleştiriliyor. Davadaki şikâyetçi sayısı Adana, Sivas gibi illerden yeni başvurularla 67’ye çıktı. Bu son suç duyurusuyla Sazan Sarmalı’na düşenlerin sayısı 100’e yaklaşacak. Sadece Kars’ta 30 milyon TL’lik vurgun yapan çetenin yüzlerce milyon TL’ye çöktüğü tahmin ediliyor.
İstanbul’dan Kars’a uzanan Sazan Sarmalı’nda bulunan ve şikâyetçi olan kişiler de araç alımına insanları ikna etmişti. Kendilerinin de tuzağa düştüğünü iddia ediyorlar ama onları suçlayanlar da var. İstanbul Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlarla Mücadele Bürosu, suç duyurusundan sonra soruşturma başlattı. Bu soruşturma iddiaların doğru olup olmadığını ortaya koyacak. Belki de milyonlarca kişinin gözleri önündeki şaşalı hayatlardan kirli paralar fışkırmaya devam edecek.”