Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin davanın ilk duruşması başladı. Haklarında “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan 4 sanık, yoğun güvenlik önlemleri eşliğinde adliyeye getirildi. Duruşmada, tutuklu sanıklar amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve Narin’in cesedini taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar hakim karşısında…
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos’ta kaybolan ve 8 Eylül’de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan Narin Güran cinayetiyle ilgili davanın ilk duruşması, bugün 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülüyor.
Soruşturma kapsamında, tutuklu 12 şüpheliden 4’ü hakkında, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, aracında Narin’e ait DNA ve kıl örneği bulunan amcası Salim Güran, annesi Yüksel Güran ve ağabeyi Enes Güran ile gözaltına alındıktan sonra cesedi dere yatağına taşıdığını itiraf eden komşuları Nevzat Bahtiyar’ın HTS ve baz istasyonu kayıtlarına göre, olay anında aynı evde olduğunun tespit edildiği belirtilerek, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Mahkeme tarafından, Narin’in babası Arif Güran’ın “müşteki”, aralarında tutuklu sanıkların da bulunduğu 21 kişinin ise “tanık” sıfatıyla katılması için “zorla getirme” kararı çıkarıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Diyarbakır Barosu da “müşteki kurum” sıfatıyla duruşmaya davet edildi.
Mahkemeye Güran ailesi ile yakınları, Yüksel ve Enes Güran’ın 8 avukatı, Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar’ın da 1’er avukatı ile baba Arif Güran, Diyarbakır Barosu’ndan 30 avukat ve Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Abdülkadir Güleç ile önceki başkan Avukat Nahit Eren, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı vekilleri, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, AKP Milletvekili Suna Kepolu Ataman, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Asu Kaya, Türkan Elçi, DEM Parti milletvekilleri Adalet Kaya, Meral Danış Beştaş, Ceylan Akça Cupolo da katıldı.
Duruşmada Salim Güran solda önde, arkasında sırayla da Yüksel Güran ve Enes Güran oturdu. Nevzat Bahtiyar ise salonun sağ taraftaki kendisi için ayrılan yere oturdu. Duruşmada 6’sı tutuklu 26 tanık dinlenecek.
“SUSMA HAKKIMI KULLANMAK İSTİYORUM”
Mahkeme başkanı, duruşmada ilk olarak Narin’in cesedini dere yatağına götürdüğünü itiraf eden tutuklu sanık Nevzat Bahtiyar‘a söz verdi.
“Okur-yazarım, evliyim, aylık kazancım 60 bin TL” diyen Bahtiyar, mahkeme başkanının, “Narin Güran’ı iştirakle öldürmekten yargılanıyorsun” demesi üzerine, “Susma hakkımı kullanmak istiyorum. Son verdiğim beyan geçerlidir” ifadesini kullandı.
Mahkeme başkanı beyanlar arasında fark olduğunu söyledi. Bunun üzerine Nevzat Bahtiyar, verdiği son beyanın doğru olduğunu söyledi.
‘ŞU AN HÜR İRADEMLE KONUŞUYORUM’
Sanık Nevzat Bahtiyar, ifadesinde, “Salim’i suyumuz kesildiği için aradım. En son verdiğim beyan doğrudur. O beyanı tekrar ediyorum. Arif Güran‘in evinden Salim Güran bana seslendi. Ben de yanına gittim. Salim Güran ahırın oradaydı. Orada buluştuk. Başka kimse yoktu” dedi.
Hakimin, “Savcılıkta neden yanlış beyanda bulundun” sorusuna ise Bahtiyar, “Savcılıkta biraz korktum. Silahla ailemle tehdit edildiğim için ifademi doğru vermedim. Şu an hür irademle konuşuyorum” dedi.
Bahtiyar, “Nevzat suçu kabul et diye sana bir teklif geldi mi” sorusunu ise “Hayır, bana böyle bir teklifte kimse bulunmadı” diye yanıtladı.
‘PARÇA PARÇA SUYA AT’
Nevzat Bahtiyar, ifadesine şöyle devam etti:
“Yüksel ve Enes’i görmedim. Salim, beni eve götürdü. Evin içinde Narin’in cansız bedeni yatıyordu. Herhangi bir ses, tartışma, kavga duymadım. Salim ve Arif’in evinde kimseyi görmedim. Narin, yerde hareketsiz yatıyordu. Salim bana, ‘Yüksel ile cinsel ilişkiye girdiğimizi gördüğü için öldürdüm’ dedi. Bana ‘bunu götürüp kaybedeceksin. Götür bir yere at, parça parça halinde suya at’ dedi.
”ANNE YÜKSEL AĞLIYORDU”
Hakimin “Narin battaniyeye sarılı mıydı” sorusu üzerine Bahtiyar, şu iddialarda bulundu:
“Değildi, Salim evden dışarı çıkıp battaniye getirdi. Battaniyeye sardıktan sonra kendi arabama götürdüm. O sırada etrafta kimse yoktu. Narin’in cenazesini arabaya koyduğumda başıma kaldırdığımda Yüksel (Anne) yukarıdan bakıp ağlıyordu. Ahıra götürdüm. Orada bir çuval vardı. Onun içine koydum. Narin’in üzerinde siyah tişört vardı. Çantasını hatırlamıyorum. Salim’in verdiği terlikleri de battaniyeye sardım. Daha sonra Salim gelip battaniyeyi benden aldı. Çuvalı arabanın arka koltuğunda paspas kısmına koydum. Bu sırada Salim yanıma geldi. Bana ‘onu götür parça parça halinde dereye at kimse görmesin’ dedi. Ben de oraya götürdüm. Çuvalı oraya bıraktım. Bıraktığım yeri Salim’e söylemedim. Cesedi parçalayamadım.”
BABA GÜRAN’DAN NEVZAT BAHTİYAR’A: ”ALLAH SENİ KAHRU PERİŞAN ETSİN”
Bahtiyar’ın cesedi parçalayamadığını söylediği anlarda Narin Güran’ın babası Baba Arif Güran, ağlayarak “Allah seni kahru perişan etsin” dedi. Baba Güran, daha sonra sakinleşmesi için salon dışına çıkarıldı.
Hakimin “Salim, akşam cesedin bulunduğu yere gitmiş. Yerini biliyor muydu” sorusuna Bahtiyar, “Köyden uzaktan görmüş olabilir. Cesedi bıraktıktan sonra Salim’le konuşmadım. Bir kez annemin evine geldi. Orada bir kuyu vardı. ‘Salim, jandarma ile birlikte oraya geldim’ dedi” ifadelerini kullandı.
”KAN YOKTU, BOĞMUŞ OLABİLİR”
Hakim “Ceset bulunmadan önce neden konuşmadın” sorusunu yönelttiği Bahtiyar, “korktum” diyerek cevap verdi. “Kan izi var mıydı” sorusunun yöneltildiği Bahtiyar, “Kan yoktu. Boğmuş olabilir. Cesedi parçalayamadım. Suya koyup üstüne bir taş koydum” dedi. Cinayeti neden itiraf ettiği sorulan Bahtiyar, “Vicdanım el vermediği için itiraf ettim” dedi.
Duruşma savcısının “Salim Güran seni tehdit etiğinde yanında silahı var mıydı” sorusuna ise Nevzat Bahtiyar “Evet silahı vardı. Beni onunla tehdit etti” diye yanıt verdi.
Diyarbakır Barosu’ndan baba Arif Güran’ın vekili Avukat Berat Kocakaya’nın ‘Arif Güran ile ticaretin var mı?’ sorusuna Nevzat Bahtiyar, “Hayır, bir arabada yaşanmıştı. Arabayı aldım, 1-2 ay kaldı, ona geri vereyim dedim. Orada Arif’le birlikte arabayı sattık. Orada arabanın parçalanmış olduğunu bilmiyorduk. Onu alan adam da kaza geçirdikten sonra arabanın sıkıntısı olduğunu söyledi. Adam bize 80 bin TL ceza kesti. 50 bin TL’yi ben verdim. Bu para için kinim olmadı” dedi.
“AYAĞI PARÇALAMADIM”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı adına davaya katılan vekil bir avukatın da “Salim Güran ile Yüksel Güran’ın ilişkisi olduğunu biliyor muydun?” sorusuna, Nevzat Bahtiyar, “Hayır, o gün öğrendim. İpi bağlarken bir ayağı dışarda kalmıştı. Ayağı parçalamadım” yanıtını verdi.
‘NARİN’İ SEVERDİM, KENDİ ÇOCUĞUM GİBİ”
Yüksel Güran’ın müdafi avukatı Yılmaz Demiroğlu, “Türkiye’nin sabrı tükendi, doğruyu söyle artık. Sizin evinizden çıktığında Salim’e gitmek istersen önce kimin evi gelir?” dedi. Bunun üzerine Nevzat Bahtiyar, “Arif’in evi geliyor. Narin’i severdim, kendi çocuğum gibi. Fırsatım olsaydı, cesedi oradan çıkaracaktım” cevabını verdi.
“CESEDİ ÇIKARIP, YOL ÜZERİNDE BIRAKACAKTIM”
Mahkeme Başkanının “Neden cesedi oradan alacağını dedin” diye sorması üzerine Nevzat Bahtiyar, “Vicdanım el vermediği için cesedi çıkarıp, yol üzerinde bırakacaktım. Tesadüfen bulunmuş diye yapacaktım ama fırsatım olmadı. Kaçma ihtiyacı hissetmedim” diye konuştu. Avukat Onur Akdağ’ın ‘Kardeşinin eşiyle ilişkin var mı’ sorusuna da Bahtiyar “Yok” yanıtını verdi.
ENES GÜRAN: SOSYAL MEDYADA GEZİNİRKEN NARİN YANIMA GELDİ
Mahkeme Başkanı, Enes Güran’ın önceki ifadesini okudu.
Olay gününü anlatan Enes Güran, “Malatya Arguvan’dan ayın 20’sinde eve geldim. Babam beni otogardan aldı. Uyandığım zaman annem, ağabeyim, babam ve kardeşlerim evdeydi. Yemekte Muzaffer Güran bize eşlik etti. Babam ve Muzaffer, Batman’a gidecekti. Annemin evden çıktığını fark ettim. Malatya’dan geldiğim için elbiselerim kirliydi. Annem elbiseleri, Hediye Güran’a götürdü. Yemeğimizi yedikten sonra sosyal medyada gezinirken Narin yanıma geldi. Saat 13.00 oldu. O sırada Narin, anneme ‘Kursa gideceğim’ dedi. Annem, ‘Gitme’ dedi ancak sonra izin verdi. Ben de o sırada uyudum. Uyandığımda Malatya’dan arkadaşım aramıştı. Yengem de evin içindeydi. Ağaçların altına gittiğimde telefonum yanımdaydı” dedi.
Mahkeme Başkanının HTS kayıtlarında görünen ve Salim Güran’ın evine gittiği 15.57 saatini, Enes Güran kabul etmedi.
“Narin, senin hoş olmayan bir görüntünü gördüğü için mi öldürüldü” sorusuna da Enes Güran, “Hayır, öyle bir şey yok” yanıtını verdi. Daha sonra Mahkeme Başkanı, “Salim Güran ile annen arasında bir ilişki mi var” dedi. Enes Güran da “O benim annem, bu bana nasıl sorulur, yakışık değil” cevabını verdi. Daha sonra Mahkeme Başkanı, “Tamam, haklısın, özür dilerim. Ama ben hak ile batılı ortaya çıkarmaya çalışıyorum” diye konuştu.
Mahkeme Başkanının “Kolundaki ısırık ve banyo yapmak için mi Salim’in evine gittin? Cezaevinde bir hükümlü, bir dilekçe vererek her zaman senin kolunu ısırdığını söylüyor. Ama ‘Cezaevinde hiç ısırmadı’ diyor. Neden kolunu orada ısırmadın?” sorusuna Enes Güran, “Hayır, gitmedim. Suçlu değilim, Narin için cezaevindeyim. Baz istasyonu verilerini kabul etmiyorum” yanıtını verdi.
Mahkeme Başkanının “Kadınlar neden birbirine girdi, neden kavga ediyorsunuz diye sormadın mı?” sorusuna Enes Güran, “Narin’i kaybettiğimiz için Hediye Güran, Melike Güran, Yasemin Güran vs. vardı. Yasemin Güran’ı evinin tarafına iterek, ‘Ne yapmaya çalışıyorsunuz’ dedim. Neden kavga ettiklerini sormadım” dedi.
Daha sonra Mahkeme Başkanı, “Neden burada sanıksın Enes? Neden Muhammed vs. değil de sen diye hiç düşündün mü?” diye sordu. Enes Güran da “Bilmiyorum. Hayır, düşünmedim” cevabını verdi.
“Sonra kimden, neden şüphelendin” sorusuna da Enes Güran, “Salim’in arabasında kan olduğunu öğrenince, amcamdan şüphelendim. ‘Aracında kan var’ dendi, şüphelendim. Salim Güran’ın öldürme ihtimali olup olmadığını bilmiyorum” yanıtını verdi.
Savcının, 23 -24 ve 25 Ağustos’ta jandarmada verdiği ifadesinin HTS verileriyle örtüştüğünü ve bu ifadeleri kabul edip etmediğini sorması üzerine Enes Güran, “Kabul etmiyorum. 3 gün boyunca kafam karıştığı için aynı ifadeyi verdim” dedi.
Rojda Altıntaş’ın aktardığına göre Narin Güran cinayeti davasında ilk duruşma, Narin’in annesi Yüksel Güran’ın sorgusu ile devam etti.
Yüksel Güran: “İki oğlum gurbetten gelmişti, çok mutluydum. Kahvaltıyı hazırlayana kadar, aşağıda Arif Muzaffer ile telefonda konuşuyordu. Muzaffer de kahvaltıya geldi. Son soframız güzel oldu” dedi.
Mahkeme Başkanı’nın “Niye ‘son sofra’ diyorsun?” sorusuna anne Yüksel Güran “Çünkü bize zehir ettiler. Narin evde koşuyordu, bana ‘gelinlik al‘ diyordu. Allah hakkımızı bırakmasın, bırakmadılar kızıma gelinlik alayım. Bizim düğünümüz vardı, eve geldim, Muhammet bir cihaz almıştı, şarkı söylüyordu” yanıtını verdi.
Mahkeme Başkanı, “Siz bunları yaptığınızda telefonunuz neredeydi?” diye sordu. Anne Yüksel Güran, “Telefonum hep evdeydi” dedi.
Mahkeme Başkanı “Çocuklar telefonla oynadığı için mi?” diye sordu. Yüksel Güran, soruya “Evet. Sonra Narin acıktığını söyledi, patates kızartması istedi. İyi ki ona patates kızarttım, kızıma verdim” şeklinde yanıt verdi.
Mahkeme Başkanı’nın “Narin’in telefonu var mı?” sorusuna anne Yüksel Güran, “Hayır, yok. Narin beni ikna etti ve Kuran kursuna gitmek istedi. Narin o evden çıktıktan sonra ben bir daha Narin’i görmedim. Enes de gece yarısı gelmişti, ben uyumuştum. Sonra uyandığımda Enes de uyuyordu. Bir bardak su içip tekrar uyudum. Tekrar yatmaya gittiğimde Muhammet ve Eren uyanıktı ama Enes hâlâ uyuyordu. O sırada Hediye bize geldi, bayağı oturduk. Sonra Enes’in telefonu iki kez çaldı, kalktı, arkadaşıyla konuştu. O arada Enes çıktı” dedi.
Mahkeme Başkanı, “Hediye geldiğinde Enes evde miydi?” diye sordu. Anne Yüksel Güran ise “Hediye ikinci kez geldiğinde Enes uyuyordu. Enes’in telefonu çalınca uyandı. Enes gittikten sonra da biz bayağı oturduk. Saatleri bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
‘Namusuma leke sürdüler’ diyerek söze başlayan tutuklu Yüksel Güran; ‘Beni burada asın. Beni artık öldürün’ diyerek çığlık attı!