Türkiye’nin kırsal bölgelerindeki birçok köy, okulların kapanması ve iş imkânlarının azalması nedeniyle büyük şehirlere göç ile nüfus kaybına uğradı. Taşımalı sisteme geçildiğinden bu yana 2002-2023 döneminde 18.500 köy okulunun kapısına kilit vuruldu. Eğitim Reformu Girişimi (ERG) tarafından hazırlanan “Eğitim İzleme Raporu 2023” raporuna göre, 442 bin 643 çocuk zorunlu eğitimin dışında kaldı, bir önceki sene eğitime kayıtlı olan en az 20 bin öğrenci de okulu bıraktı.
Köylerin gelişmesi ve canlanması için en etkili çözümlerden biri, köy okullarının yeniden açılması. Bu adım sadece eğitimi değil, sosyal ve ekonomik hayatı da canlandıracak. Köy okulları, sadece çocukların eğitimiyle sınırlı kalmıyor. Bir köyde okulun bulunması, o köyde bir öğretmenin olması, özellikle kız çocukları için hayat kurtarıcı bir rol oynuyor. Eğitim imkanlarından uzak kalan kız çocukları, erken yaşta evlenme ve çocuk işçiliği riskiyle karşı karşıya kalıyor. Ancak köy okulları, onların eğitim hayatına devam etmelerini sağlayarak bu döngüyü kırıyor. Eğitilmiş bireylerin köyde kalması da tarım ve hayvancılığın modern yöntemlerle yapılmasını sağlayacaktır.
Taşımalı servislerle okullara taşınmak zorunda kalan öğrenci sayısı 2021-2022 eğitim öğretim döneminde 677 bin yine 2022-2023 eğitim öğretim döneminde ise 744 bine yükseldi. Son değişiklik ile taşımalı sisteme de kısıtlamalar getirilmiş, taşımalı eğitim için uzaklık 30 km ile sınırlandırılmıştır.
Taşımalı eğitim, öğrencilerin uzun mesafeler kat ederek okula ulaşmasını sağlarken, yorgunluk, kalabalık sınıflar ve sosyal uyumsuzluk gibi sorunlara yol açıyor.
Bu durum, öğrencilerin öğretmenleriyle yeterince etkileşim kuramamasına ve kendilerini dışlanmış hissetmelerine neden olarak, nitelikli ve eşit eğitim alma fırsatlarını kısıtlıyor.
Köy okulları aynı zamanda toplumsal iş birliği ve yardımlaşmanın simgesi. Toplumsal eşitsizliklere rağmen, çocukların kendi yollarını bulmaları için önemli bir platform sunuyor. Köydeki çocuklar, büyük şehirlerdeki yaşıtları ile aynı fırsatlara sahip olmasalar bile, köy okulları onlara topluluk bilinci, yardımlaşma ve paylaşım kültürünü aşılıyor.
Eğitime erişimde eşitsizliği azaltmak ve köylerin sosyo-ekonomik kalkınmasını sağlamak için atılması gereken ilk adım, köylere okul servislerindeki kısıtlamaları kaldırmak ve hemen ardından köy okullarını yeniden faaliyete geçirmek olmalı. Bu, köylerdeki eğitimin sürekliliğini sağlayacak ve köylerin yeniden canlanmasına zemin hazırlayacaktır.
Köy okullarının yeniden açılması, sadece bir eğitim politikası değil, aynı zamanda toplumsal kalkınma hamlesidir. Eğitim, tarım, hayvancılık ve toplumsal dayanışma, bu adımla birlikte köylerde yeniden canlanacaktır.
Son Söz
Köy okulları yeniden açıldığında, sadece sınıflar dolmayacak; umutlar yeşerecek, hayaller filizlenecek. Bir köyde okul varsa, öğretmen varsa orada geleceğe açılan bir kapı vardır. O kapıdan giren her çocuk, yalnızca kendisinin değil, tüm köyün kaderini değiştirecek bir ışık taşır.