Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından “Bizi paramiliter hiçbir yapı yolumuzdan alıkoymamalı” notuyla paylaştığı ‘eğitim’ başlıklı video mesajda, “Eğitim sistemimiz çok uzun yıllardır sistematik bir biçimde tarumar edildi” dedi.
Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum mitinginde yaşanan saldırıyı anımsatarak ‘eğitim’ başlıklı bir video paylaştı.
Kılıçdaroğlu, paylaşımında, “Türkiye’nin geleceği için çalışmaya devam etmek zorundayız. Bizi paramiliter hiçbir yapı yolumuzdan alıkoymamalı. Bugün Türkiye’nin en can yakıcı konusuna, devrimsel bir proje ile yanıt veriyorum. Eğitim” notuna yer verdi.
Kılıçdaroğlu, video mesajında, “Türkiye’de 3.5 milyon çocuk eğitimin dışında. Bu ülkede evini geçindirebilmek için eğitimden koparılan çocuklar var. Ekonomiyi batıranlar bu çocukları yoksulluk döngüsüne hapsettiler. O çocukların kendi anne babalarından daha iyi bir geleceğe sahip olma şansını ellerinden aldılar. Tüm sorunların farkındayım” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının tamamı şöyle:
“Bugün sizlerle uzun süredir üzerinde çalıştığım hayati bir meseleyi konuşacağız. Eğitim meselesi, yani hepimizin en hayati meselesi. Kim olursak olalım, neye inanırsak inanalım, eğitim bu ülkede berbat olduğunu ve çocuklarımızı sakatladığını hepimiz biliyoruz. Eğitim sistemimiz çok uzun yıllardır sistematik bir biçimde tarumar edildi.
Son 20 yılın faturası ise çok ağır oldu. Bu iktidar 8 kez Milli Eğitim Bakanı değiştirdi. Eğitim sistemi 17 kez değişti. İnanabiliyor musunuz buna? Sanki yapboz tahtası. Bugün eğitimden ne öğrenciler, ne öğretmenler, ne de veliler mutlu.
E nasıl mutlu olsunlar, böylesine hoyratça tüketilmiş bir eğitim sisteminden kim mutlu olabilir ki? Sevgili halkım, işin bir başka acı yönü var. Türkiye’de bir ailenin üstlendiği eğitim harcaması OECD ortalamasının 2 katından fazla. Düşünün, hem halkı fakirleştirdiler. Hem de eğitim harcamalarını OECD ortalamasının 2 katına çıkardılar.
Anne babalar, eğitim masraflarının altında ezildi. Çocuklarına yetemiyor olmanın yürek burukluğunu yaşar oldular. Bakın bu ülkede fakir fukaranın makus talihini kırabilmesinin tek yolu eğitimdir. Ben bunu kendimden bilirim. Yoksulun elinden bu fırsatı alırsanız bir daha kendi hayatını değiştirme fırsatını bırakmazsınız.
Bakın Türkiye’de 3.5 milyon çocuk eğitimin dışında. Bu ülkede evini geçindirebilmek için eğitimden koparılan çocuklar var. Ekonomiyi batıranlar bu çocukları yoksulluk döngüsüne hapsettiler. O çocukların kendi anne babalarından daha iyi bir geleceğe sahip olma şansını ellerinden aldılar. Tüm sorunların farkındayım, çözümleri için de uzun süredir çalışıyorum.
Millet İttifakı olarak ilan ettiğimiz Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde eğitime dair çerçevemizi çizdik fakat çok daha fazlasını hayata geçireceğiz.
Ben bugün o politikaları anlatmayacağım. Vaktiniz varsa siz onları okur, incelersiniz. Ben bugün eğitimde yapacağım en büyük devrimi açıklayacağım. Düşündüm, taşındım, iyi eğitimin en büyük düşmanı nedir diye, çok basit bir yanıtı var: Siyaset. Eğitimi siyasi saiklerle yönetmeye kalkarsan o sistem çöküyor. O zaman en önemli reform Milli Eğitim Bakanlığı’nı dünyada kabul görmüş, pedagojik kurallara göre yönetmek ve siyasetin etkisinden arındırmak.
Siyasi partilerin siyaset üstü milli konularda hadlerini bilmesi ve o alana siyaset sokmaması.
Eğitimde yapacağım en büyük devrim, Milli Eğitim Bakanlığı’nı Merkez Bankası gibi bağımsız bir yapıya dönüştürerek içini asla siyasetin girmeyeceği bir kurum haline getirmektir.
Kapıları siyasi müdahalelere tamamen kapalı olacak bu yapı sayesinde eğitimin, eğitimin yıldız uzmanları ve onların oluşturduğu kurullar yönlendirecek.
Bu kurullar eğitim politikalarını ortaya koyacak. MEB icracı bakanlık olacak. Ekonomide şampiyonlar ligi takımı nasıl gece gündüz ülke ekonomisi için çalışacaksa bizim şampiyonlar ligi kadrosu da eğitimde gerçekleştireceğimiz büyük sıçrama için çalışacak.
Kadrosu diyorum dikkat edin, kadromuz demiyorum. Çünkü bu kadro siyasi olmayacak, en iyileri toplayacağız. Bir bakan gidip yeni bir bakan gelince sistemi hallaç pamuğu gibi atamayacak. Bir hükümet gidip yeni bir hükümet geldiğinde eğitim sistemini kafasına göre delik deşik edemeyecek. Eğitim politikaları dokunulmaz bir liyakat esasıyla yönetilecek. Kısa, orta, uzun vadeli; makro ve mikro planlamalar doğrultusunda tüm hamleler hayata geçirilecek. Bu dokunulmazlığı kanunla güvence altına alacağız. Eğitimde siyaset değil, liyakat esas alınacak.
Eğitim fakültelerinin niteliğini de bu doğrultuda hızla yükselteceğiz. Öğretmenlerimizin yetkinliği kadar refahı da iyileştirilecek. Çünkü bu aynı zamanda çocuklarımızın yetkinliği ve gelecekteki refahı demek.
Öğretmenin özgüveni yüksek olacak ki öğrencilerini hayata hazırlayabilsin. Sonuç ne olacak. Devlet okulları hızla toparlanacak, anne babalar çocuklarını rahatlıkla bu okullara verebilecek.”
Türkiye'nin geleceği için çalışmaya devam etmek zorundayız. Bizi paramiliter hiçbir yapı yolumuzdan alıkoymamalı. Bugün Türkiye'nin en can yakıcı konusuna, devrimsel bir proje ile yanıt veriyorum.
Eğitim. pic.twitter.com/ANVDb8oZ1l
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) May 8, 2023