Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında Sinan Ateş cinayeti hakkında “siyaseti alet etmemek için şu an susuyorum” dedi. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu üzerinden İBB’ye kayyım atanması durumunda iktidarın cehennemin kapılarını açacağını söyledi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kılıçdaroğlu, Sinan Ateş cinayetinden Ekrem İmamoğlu davasına kadar pek çok konu hakkında konuştu.
Kılıçdaroğlu, “Eğer İBB’ye kayyım atanırsa sandığa tekme atan bir diktatörün halkına uyguladığı terörizm kabul edeceğiz. Buna göre hareket edeceğiz! Daha önce hiç kimsenin görmediği bir Kılıçdaroğlu’nu görürler Cehennemin kapıları açarız! Herkes hesabını buna göre yapsın!” dedi.
Partisinin Meclis grubu toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının satır başları şöyle:
‘ALTI LİDER BİRLİKTEYİZ, YEPYENİ TÜRKİYE İNŞA EDECEĞİZ’
“Altı lider birlikteyiz. Demokrasi için bir araya geldik. Ülkemize huzur gelsin diye bir araya geldik. Toplumda kaynaşma olsun ama kamplaşma olmasın diye bir araya geldik. Kadın-erkek ayrımı olmasın diye bir araya geldik, kucaklaştık. Geçmişin acılarını sarmaya çalıştık. Helalleşme dedik, kucaklaşma, adalet dedik. Dillendirmeye devam edeceğiz. Demokrasi kadar güzel bir şey yok. Demokrasilerde medya özgür olacak. Artık havuz medyası diye bir medya olmayacak. Saray tarafından beslenen bir medya olmayacak ama o medya özgürce bizi eleştirebilecek. Çünkü şuna inanıyoruz, bir politikacının alkıştan çok sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacı vardır.
Rüşvet alanlar var. Devlette liyakatı yok ettiler. Rüşvetçilerden, uyuşturucu baronlarından bu ülkeyi 2023’te seçimlerden sonra temizleyeceğiz.
Gençlerimiz sınava girdikten sonra dayım var mı, torpilim var mı arayışına girmeyecek. Torpil denen düşünceyi tamamen dönüştüreceğiz. Yeni bir Türkiye’yi, güzel bir Türkiye’yi birlikte inşa edeceğiz. Altı partiyiz doğru ama aynı felsefeden hareket ediyoruz demokrasi konusunda. Sadece liderler değil onların altında ekipler çalışıyor. Güzel şeyler yapacağız. Tek tek hayata geçireceğiz. Göreceksiniz. Yepyeni bir Türkiye, güzel bir Türkiye, saygınlığı olan bir Türkiye… Ve Türkiye yeniden bütün mazlum milletlerin örnek aldığı bir ülke olacak.
Terörün olmadığı bir Türkiye inşa edeceğiz. Çok ağır bedeller ödendi. Masumlar hayatlarını kaybetti. Türkiye’yi buradan çıkaracağız. Demokrasinin olduğu, düşüncelerin özgürce ifade edildiği, terörün olmadığı bir Türkiye inşa edeceğiz. Bütün komşularımızla barış içinde yaşayacağız. Hiçbir komşumuzu düşman olarak görmeyeceğiz. Türkiye, bölgesinde en güçlü ülke olacak, dünya da bunun tanığı olacak.
‘OSMAN KAVALA, SELAHATTİN DEMİRTAŞ HAKSIZ YERE YATIYOR’
Bu ülkenin hapishanelerinde haksız yere yatanlar var. Osman Kavala, Selahattin Demirtaş, Mücella Yapıcı, Çiğdem Utku, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman haksız yere yatıyorlar. Adaleti savunmazsanız siyaset yapmanın mantığı yoktur. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa hiçbir haksızlığı maruz görmeyeceğiz. Geçen gazetelere bakarken bir annenin kanser olan 6 yaşındaki Yusuf’a sarıldığını gördüm. İçim cız etti. Anne hapiste. Yusuf 6 yaşında kanser, ölümle pençeleşiyor. ‘Anne’ diye sayıklıyor. Bu adalet midir? Savcı izin vermiş, hastanede görüyor. İl Başkanımızı aradım Canan hanımı. ‘Git aileyi bul, ihtiyaçları var mı sor’ dedim. Kişi suçlu olabilir ama anne evladının yanında olmak durumundadır. 15 Temmuz’dan sonra yeni doğum yapmış bir öğretmeni karakola almışlardı. Ben çocuğun anne sütüne ihtiyacı var, çocuğun anneye teslim edilmesi gerektiğini söyledim. Kıyamet koptu beni teröristlere destek vermekle suçladılar. O masum çocuğun günahı ne? Bunun kavgasını verdim ve sonunda benim dediğimi yaptılar. Anne evladıyla buluştu ve doyurdu. Hepimiz insanız ya, insanlıktan çıkmak nedir biliyor musunuz? Altı yaşındaki bir çocuğu anneden ayırmak nedir? O anne evladı öldüğü zaman mı gidecek mezarın başında duracak? 85-90 yaşındaki FETÖ’nün sorguladığı insanları hapse attılar. Vicdan, adalet var ya. Halkıma söz veriyorum bütün bu haksızlıklar son bulacak. Bu ülkeye ya adaleti getireceğiz.
‘GELİYOR GELMEKTE OLAN’
85 milyon yurttaşa sesleniyorum. Asla karamsarlığa kapılmayın. Bütün bu haksızlıkları görüyoruz. Asla karamsarlığa kapılmayacağız. Sandık geldiğinde gideceğiz ve biz zulüm iktidarına son vereceğiz. Az kaldı geliyor gelmekte olan.
‘SİNAN ATEŞ’İ KATLETTİLER, TABİİ Kİ ÇOK ŞEYİ BİLİYORUZ’
Bu ülkenin başkentinde bir suikast gerçekleşti. Sinan Ateş. Genç bir babayı öldürdüler. Ülkücü hareketin en değerli isimlerinden birisiydi. Akademisyendi, milliyetçiydi, inançlıydı, Atatürkçüydü. İki kız çocuğunun babasıydı ve değerli bir eşi vardı. Bunu Ankara’nın göbeğinde katlettiler. Ailesi talep etti diye konu siyasallaşmasın diye sabırla susuyoruz. Babayla da eşiyle de konuştum. Sabırla sonucu bekliyoruz. Bize de bilgiler akıyor, çok şey biliyoruz. Bu işten ne kadar pis kokuların geldiğinin de farkındayız. Görevliler işini yapsın diye şimdilik sesimizi çıkarmıyoruz. Saraydan tık yok. Sarayın stepnesi ise sanki en değerli evlatlarından biri öldürülmemiş gibi tek kelime dahi etmiyor. Bu cinayeti görmezden gelemezler, CHP olarak izin vermeyeceğiz. Bay Kemal kafasına bir şeyi koyduysa mutlaka çözecektir.
İMAMOĞLU’NA SİYASİ YASAK VE İBB’YE TERÖR SORUŞTURMASI
İstanbul seçimleri yapıldı. Seçimleri sayın İmamoğlu kazandı. İtirazlar geldi ama kendileri bir şey yapamıyorlar YSK üzerinden bir kumpas çevirdiler. YSK üyeleri toplandı aynı zarfın içine konulan dört oydan üçü doğrudur biri yanlıştır dediler. Dünya tarihinde, yargı tarihinde görülmemiş bir şey. Ben bunlara çete dedim. Bir namuslu yargıç muhalefet şerhi koydu. İkinci seçim yapıldı. 13 binlik fark 800 bine çıktı. İstanbul’u vermemek için direndiler. Yeni bir komplonun peşindeler. Birinci kumpas, Ekrem bey birisine hakaret etmiş diye iddianame hazırlandı. Aslında söylenen YSK değil, açıkça söylendi zaten. Muhatabı bizim fotoroman dediğimiz kişi. Yani Süleyman. YSK, ‘Bize söylendi’ dedi. Arkasından dosya namuslu bir hakimin önüne gitti. Fakat bu hakimi değiştirdiler, Samsun’a sürdüler. Bu hakimin söylediği bazı şeyler var. Hukuk kökenli vekillerimiz Adalet Bakanlığı’na gidecekler. Samsun’a sürülen hakimin iddiaları konusunda soruşturma açılmasını istiyoruz. Soruşturma açılmazsa Adalet Bakanı da bu kumpasın içindedir.
‘Biz İstinaf’ı da ayarladık’ diye hakime kim söyledi? Sarayın sofrasına oturan hakimin kararına itibar edilmez. Bir hakim iradesini saraya ipotek etmişse ona hakim denilmez. Bu davada savcı duruşma salonunda olmadan hakim kararını açıklıyor. İddia makamı yok, kararını açıklayamaz. Cumhuriyet tarihinde bir ilk. Böyle bir rezalet yaşanmadı. Talimat gelmiş. Buradan bütün hakim ve savcılara sesleniyorum. Görevinizi anayasanın öngördüğü, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatinize göre yapıyorsanız saygım var ama saraydan talimat alıyorsanız bunun hesabını vereceksiniz. Ayarını bozduğunuz kantarın sizi de tartacağını unutmayacaksınız.
İkinci kumpas, İBB’de teröristler ve iltisaklı kişiler çalışıyormuş. 9 Aralık 2021’de söylüyor sonra bu rakamı fotoroman (Süleyman Soylu) söylüyor. Bu rakamı sonra 1668’e çıkarıyor. Bunun üzerine İBB yazı yazıyor. ‘Bize bildirin, gereğini yapalım’ diyorlar. Cevap vermiyorlar. Hem suçlayacaksın hem bildir deyince ‘bildirmiyorum’ diyeceksin. İtham ediyorsun, isimleri bildir diyorlar, bildirilmiyor. ‘Siz işlem yapın’ diyorlar.
‘AMAÇLARI SEÇİME İSTANBUL KAYNAKLARINI KULLANARAK GİRMEK’
Birinci kumpasta hakimi değiştirdiler. İkinci kumpasta da müfettişi değiştirdiler. Tam bir kumpas. Akıl var, mantık var. Ahlak, yasa, erdem denen bir şey var. Belediyeler elbette denetlenebilir ama önyargısız ve yasalara uygun olarak denetlenir. Kumpasa karşı çıkmak bizim görevimizdir. Üçüncü kumpas da ‘Siz neden Fatih Sultan Mehmed tablosunu aldınız, getirdiniz.’ Allah size akıl fikir versin. İnanılır gibi değil.
Muhalefetin kazandığı İBB’yi kumpaslarla ele geçirmeye çalışıyorlar. Amaçları seçime İstanbul’un kaynaklarını kullanarak girmek. Ekrem İmamoğlu’na kurulan komplonun tek sebebi budur. Şimdi görüyoruz ki işi kayyıma kadar götürme hevesindeler.
Kısa ve net uyarılarda bulunacağım; Ekrem Başkanımıza bu komployu devam ettirirlerse, kayyım atama aptallığına girişirlerse bunu bir diktatörün halkına uyguladığı terörizm olarak olarak kabul edeceğiz ve öyle göreceğiz. Ve bu terörizme karşı her türlü mücadeleyi vereceğiz. Bunu yapmaya kalkarlarsa kimse daha fazla Bay Kemal’den sabır beklemesin. Vallahi de billahi de cehennemin kapılarını açarlar ve hiç kimse için iyi olmaz.
Haber Merkezi