1 Ağustos 2023 tarihinde başlayacak olan 7. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) öncesi Bursa’da KESK’li Kadınlar basın açıklaması gerçekleştirdi.
KESK Bursa Şubesi il binasın ortak salonunda yapılan açıklamada konuşan Esin Karabulut, geçmiş dönemlerde olduğu gibi bu yılda görüşmelerin anti demokratik, kadını yok sayan ve sadece maaş artışının tartışıldığı bir düzlemde gerçekleşeceğini öngördüklerini söyledi.
Kamu emekçileri adına masaya oturacak olan Memur Sen’in daha önceki yıllardaki gibi bu yıl da erkeklik dışındaki oluşları yok sayacağını ifade eden Karabulut, “Kurulduğu ilk günden bu yana çalışma yaşamında eşitlik ve adalet mücadelesinin ancak ülkenin demokratikleşmesiyle mümkün olduğunu savunan KESK’li kadınlar olarak, tüm kamu emekçisi kadınları bu yıl yedincisi gerçekleşecek toplu iş sözleşmesi sürecinde taleplerimizi birlikte yükseltmeye ve haklarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.” dedi.
KAMU ÇALIŞANLARININ NEREDEYSE YARISI KADINLARDAN OLUŞUYOR
KESK’li kadınlar olarak kamu çalışanlarının neredeyse yarısını oluşturan kadınların iş yerlerinde karşılaştıkları sorunların erkeklerden oluşan masalarda konuşulmaması adına mücadele verdiklerini söyleyen Karabulut, “Grevli, gerçek bir toplu sözleşme yasası yapılmalı, kadınların görüşmelerde temsiliyeti sağlanmalıdır. TİS görüşmelerinde kadın talepleri ayrı bir başlıkta ve gündemle ele alınmalı, mutabakat metninde de aynı şekilde tek başlık altında toplanmalıdır.” şeklinde konuştu.
Karabulut, TİS görüşmelerinde kadınların taleplerini şöyle açıkladı:
- Güvenceli, tam zamanlı hak kayıpları yaratmayan çalışma esas alınmalı, eşdeğer işe eşdeğer ücret politikası hayata geçirilerek parçalı istihdam politikalarından vazgeçilmeli,
- İktidarın kendi siyasi planlarına göre gece yarısı kararnameleriyle bir anda uygulamaya koyduğu OHAL/KHK’leri iptal edilmeli. KHK’lerle işten atılan kamu emekçileri tüm hakları ile birlikte görevlerine iade edilmeli
“KADINLARA EN AZ 32 HAFTA DOĞUM İZNİ VERİLMELİ”
- ILO standartları ve kamu emekçisi kadınların fiziksel ve sosyal koşulları dikkate alınarak, çalışan hamile kadına doğum öncesi 8 hafta, doğum sonrası 24 hafta olmak üzere en az 32 hafta ücretli doğum izni verilmelidir. Doğum sonrası ücretli-ücretsiz izin ile süt izni kullananlar sosyal ve özlük hak kaybı yaşamamalıdır.
- İstanbul Sözleşmesi’nin feshi iptal edilmeli, sözleşmenin etkin bir biçimde uygulanması sağlanmalıdır.
- ILO’nun 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi imzalanmalıdır. Kadınlara ve LGBTİ+lara uygulanan ayrımcılık, fiziksel cinsel, psikolojik, ekonomik şiddet ve taciz, sözlü sataşma, ısrarlı takip ve dijital taciz son bulmalı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir çalışma yaşamı ve ortamı sağlanmalıdır.
“KAMUDA KADINA ŞİDDETİ ÖNLEYİCİ EĞİTİMLER VERİLMELİ”
- Mobbinge, şiddete, tacize ve istismara uğrayan kadın emekçilerin tayin ve yer değişikliği taleplerinin herhangi bir belge ibrazı istenmeksizin kabul edilmesi sağlanmalıdır
- Kamuda çalışan erkek emekçilerin kadınlara ve çocuklara dönük şiddet uyguladığının tespiti durumunda, olayın işyerinde geçip geçmemesine bakılmaksızın, adli soruşturmanın yanında etkin idari soruşturma da yürütülmelidir.
- Çalışma yaşamında şiddet ve taciz aynı zamanda çalışanların sağlığı sorunu olarak görülmeli ve İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kurulu’nun çalışmalarının bir parçası haline getirilmelidir. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve şiddet ve tacizin önlenmesine yönelik eğitimler ve farkındalık çalışmaları kadınların ve LGBTİ+ bireylerin ihtiyaç duyabileceği sağlık ve/veya psikolojik destek kurul çalışmalarının parçası haline getirilmelidir.
“8 MART’TA TÜM KAMU ÇALIŞANI KADINLAR İZİNLİ SAYILMALI”
- 8 Mart’ta tüm kamu çalışanı kadınların ücretli izinli sayılması için yasal düzenleme yapılmalıdır.
- Kamu kreşleri yeniden açılmalıdır. Kadın erkek fark etmeksizin en az 50 çalışanın olduğu işyerlerinde, ücretsiz, nitelikli, anadilinde ve gerektiğinde 7/24 hizmet verecek, istihdam biçimine bakılmaksızın tüm çalışanların yararlanacağı kreşler açılmalıdır.
- Nüfusu 50 bini geçen belediyelerde şiddete ve istismara uğrayan kadın ve çocuklar için sığınma evleri açılmalı, sığınma evlerinin uluslararası standartlara uygun hizmet verecek hale getirilmesi sağlanmalıdır. Bu hizmetlerden trans kadınların da yararlanması sağlanmalıdır.
“KAMUDA ENGELLİ KADINLARA İSTİHDAM SAĞLANMALI”
- Bütçe süreçlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınmalıdır.
- Kamuda toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ortadan kaldırmak ve kadınların yönetim düzeylerinde yer almalarını sağlamak için cinsiyet eşitliği sağlayan mekanizmalar uygulanmalıdır.
- Tüm kamu kurumlarında yüzde üç engelli kotası hayata geçirilmeli, engelli kamu emekçileri içindeki kadın istihdamı arttırılmalıdır.
- Eğitim alanında müfredat toplumsal cinsiyet eşitliği esas alınarak yeniden düzenlensin, cinsiyet ve cinsel yönelim ayrımcılığının ortadan kalkması için okul öncesinden itibaren tüm kademelerde ve üniversitelerde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği eğitimi zorunlu ders olarak okutulmalıdır.
“HPV AŞISI ÜCRETSİZ OLSUN”
- Tüm kamu çalışanlarına yılda en az bir defa hizmet içi eğitim kapsamında toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi verisin.
- HPV aşısı (rahim ağzı kanser aşısı) ücretsiz olmalıdır ve özellikle risk grubundaki kadın emekçiler başta olmak üzere 26 yaşından büyük olsalar dahi tüm kadınlar açısından aşıya ulaşımın önündeki engeller kaldırılmalıdır.
- Talepleri halinde kadınlara regl dönemlerinde ayda 2 gün ücretli izin hakkı tanınmalıdır.
- Regl döneminde kullandığımız ürünlerdeki vergi kaldırılmalı, başta okullar olmak üzere tüm kamu kurumlarında ücretsiz ulaşılabilir olmalıdır.
Haber Merkezi