Kabine sonrası Erdoğan açıkladı: Türkiye, İran Cumhurbaşkanı Reisi için 1 günlük ‘milli yas’ ilan etti

Beştepe’de 3 saat süren Kabine’nin ardından kameraların karşısına geçen Erdoğan, hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı Reisi için 1 günlük yas ilan edildiğini duyurdu.

Kabine sonrası Erdoğan açıkladı: Türkiye, İran Cumhurbaşkanı Reisi için 1 günlük ‘milli yas’ ilan etti
Yayınlama: 20.05.2024
A+
A-

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Kabine toplantısı sona erdi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklama yapıyor.

Erdoğan, helikopter kazasında hayatını kaybeden İran Cumhurbaşkanı Reisi için 1 günlük yas ilan edildiğini açıkladı: “Kabine toplantımızda, İran halkının yaşadığı derin acıyı paylaşmak üzere ülkemizde bir günlük milli yas ilan edilmesini kararlaştırdık.”

Konuşmasının devamında Türkiye’nin yıllardır katılmadığı Eurovision şankı yarışmasını hedef alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Küresel cinsiyetsizleştirme projeleri ailelerimizi tehdit ediyor. Son on yıldır ülkemizi bu kepazelikten uzak tutarak ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi daha iyi anlıyoruz. Ailelerimizin ve aile değerlerimizin muhafazası bizim için vazgeçilmezdir” diye konuştu.

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

– Türk demokrasisi, yeni ve sivil bir anayasayı ülkemize kazandırarak darbe geleneği ile hesaplaşmasını tamamlamalıdır.

– Mevcut anayasanın yeni Türkiye’yi taşıması mümkün değil. 85 milyon olarak yeni yüzyılda, yeni anayasa ülküsünü gerçeğe dönüştürmemiz gerektiğine inanıyorum.

– Yamalı bohçaya dönüşen 1982 Anayasası ile ağır aksak bugünlere kadar gelebildik. Cumhuriyetimizin 100. yıldönümünü üzülerek ifade ediyorum darbe anayasası ile karşıladık ve geçirdik. Bunu Türk siyaseti adına bir eksiklik olduğunu daha önce de gündeme getirdim. Karşımızda insicamı bozulmuş, bütünlüğü kaybolmuş, ileri demokrasi ve radikal vesayetin izlerini aynı anda taşıyan bir anayasa bulunuyor

‘DOĞURGANLIK HIZI VAROLUŞSAL BİR TEHDİT’

– TÜİK’in 2023 yılı doğum istatistikleri endişe vericidir. 2001’de 2,38 olan doğurganlık hızı, 2023’te 1,51’e geriledi. Nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altındayız. Bu, açık söylüyorum Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir, bir felakettir. Mevcut durum ülkemiz için tolere edilebilir olmaktan çıkmıştır. Biz bu tabloyu gördüğümüz için biliyorsunuz sürekli 3 çocuk tavsiyesinde bulunuyorduk. Tavsiyemizden dolayı pek çok kez eleştiriye uğradık. Maalesef zaman, öngörülerimizde bizi haklı çıkardı. En az 3 çocuk çağrımızın önemi bugün daha iyi anlaşılıyor. Şunu bir defa idrak etmemiz gerekiyor, nüfus, millet olarak en büyük gücümüzdür ve bunu korumak zorundayız. Önümüzdeki dönemde bu konuda daha kararlı olacağız.

– Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis’in Türkiye’ye yaptığı resmi ziyaret iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni sayfa açma iradesinin en son göstergesi. Üçüncü tarafların müdahalesine gerek duymadan komşuluk hukuku çerçevesinde Yunanistan ile temasların artmasından memnunuz.

– Elbette birkaç görüşmeyle her sorunu çözecek değiliz. Ama ortak menfaatlerimizin olduğu hususlarda uzlaşma zemini aramaktan da imtina etmeyeceğiz. Bunun sabır ve dirayet gerektiren bir süreç olduğunun bilincindeyiz. Sayın Miçotakis’in de bizimle aynı hissiyatı paylaştığını görüyoruz. Risklerin farkında olarak inşallah süreci kararlılıkla ilerleteceğiz.

– Sapkın akımların meşrulaştırılmasına itiraz etmenin siyasi ve ekonomik maliyeti giderek yükseliyor. Küresel dayatmanın en bariz olduğu alanların başında cinsiyetsizleştirme politikaları geliyor. Bunun dünyada nasıl vahim boyutlara ulaştığına önceki hafta düzenlenen Eurovision yarışmasında bir kez daha şahit olduk.

– Özgürlük maskesi altında rol model olarak gençlere takdim edilen tuhaf tiplerin, toplumsal yozlaşmanın truva atları olduğu açıktır. Bu tür uluslararası etkinliklerde giyimiyle, tavrıyla, sözleriyle normal bir insana rastlamak neredeyse imkansız hale geldi. Bunun bilinçli bir politika olduğu artık herkes tarafından kabul ediliyor. Türkiye’yi son 12 yıldır bu kepazelikten uzakta tutarak ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi daha iyi kavrıyoruz. Biz, aynı çizgide kalmaya devam edeceğiz.

BELEDİYE KAFELERİNDE İÇKİ SATIŞI

– 31 Mart seçimlerinin ardından el değiştiren bazı yerel yönetimlerin ilk icraatlarından biri içki tüketiminin yaygınlaştırılması oldu.

– Milletin onca derdi, beklentisi ve talebi varken; bu politikaları, düşündürücü olduğu kadar kaygı verici buluyorum. Kimse kusura bakmasın; belediyelerin görevi, kamusal alanda içkiyi özendirici işler yapmak, gazetecileri özel uçaklar tutup şarap festivallerine götürmek değil, insanları alkol belasından uzak tutmaya çalışmak olmalıdır. Biz bunların hiçbirini masum adımlar olarak değerlendirmiyoruz.

Haber Merkezi