İyi gelmez mi hiç deniz havası?: Mudanya’da gezilecek yerler nereler?

Tarihi, doğası, denizi ve görenleri büyüleyecek tarihi yapılarıyla Bursa’nın en sevilen ilçelerinden olan Mudanya, deniz havası alıp haftanın yorgunluğunu üzerinizden atmak için size eşsiz seçenekler sunuyor.

İyi gelmez mi hiç deniz havası?: Mudanya’da gezilecek yerler nereler?
Yayınlama: 25.05.2024
A+
A-

Doğası, denizi, tarihi ile Bursa’nın denize açılan kapısı olan Mudanya yalnızca Bursalılar’ın değil, çevre illerde yaşayan yurttaşların da keyifli vakit geçirmek için uğrak noktaları arasında yer alıyor.

Sahil boyunca uzanan yürüyüş yolları, mavi bayraklı plajları, deniz kenarındaki restoranları ve eski Rum evleriyle bir yandan deniz havası alırken, bir yandan da tarihin arka sayfalarında dolaşma imkanı sunuyor.

Bursa’nın bu şirin sahil ilçesinde güzel bir hafta sonu geçirmek için neler yapılabilir, nereler gezilebilir, gelin birlikte bakalım…

Mütareke Evi

Mudanya, tarihi boyunca birçok önemli olaya tanıklık etmiş, Türkiye’nin kültürel ve tarihi mirasını zenginleştiren bir şehirdir. Bu şehrin önemli simgelerinden biri de Mudanya Mütareke Evi‘dir.

Mütareke Evi, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı tarihi Mudanya Ateşkes Anlaşması’nın imzalandığı yer olarak bilinir. 11 Ekim 1922 tarihinde, Türk ve İtilaf Devletleri arasında imzalanan bu anlaşma, Kurtuluş Savaşı’nın önemli bir dönüm noktasıdır. Mudanya Mütareke Evi, bu tarihi olayı ve sonuçlarını ziyaretçilere detaylı bir şekilde sunar.

Evin içinde bulunan sergi alanları, belgeler, fotoğraflar ve diğer tarihi materyaller, ziyaretçilere o dönemin atmosferini hissettirir. Mudanya’nın stratejik önemini ve savaş sonrası barış sürecini anlamak için bu evi ziyaret etmek, tarihseverler için önemli bir deneyim sunar.

Mütareke Evi, aynı zamanda etkileyici mimarisiyle de dikkat çeker. Restorasyon çalışmalarıyla günümüze kadar korunan bu tarihi yapı, ziyaretçilerini geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarır.

Tahir Paşa Konağı

Mudanya’nın Şükrü Çavuş Mahallesi’nde bulunan Tahir Paşa Konağı, 18. yüzyıl Osmanlı mimarisinin önde gelen örneklerinden biridir. 1724 yılında inşa edilen bu konak, Kültür Bakanlığı tarafından 1985 yılında kamulaştırılarak, Agâh Bursalı‘nın desteğiyle restore edildi ve uzun süre ilçe halk kütüphanesi olarak kullanıldı. 2012 yılında ise Mudanya Belediyesi’ne devredildi ve müze ev olarak hizmet vermeye başladı.

Tahir Paşa Konağı, Lâle Devri’nin izlerini taşıyan ender eserlerden biridir. İç duvarlarında ve tavanlarında yer alan çiçek motifleriyle süslenmiş gravürleri, 18 odalı bu konakta Fransa’dan getirilip Bursa’da korunan eşyalar da yer alır. Tahir Paşa’nın torunu Agâh Bursalı’nın onayıyla ziyaretçilere sunulan bu eserler arasında 18. yüzyıl Fransız ürünü bir avize, el yapımı dövme gümüş mineli saat, güllü abanoz ağacından yapılmış sandalyeler ve Tahir Paşa’nın kişisel eşyaları bulunmaktadır.

Ayrıca, konakta ailenin yakın geçmişe ait objeler, 20. yüzyıl sahibi Emin Bey’in Rus usta Monol tarafından yapılmış udu, Mudanya’ya ait fotoğraflar ve Girit odaları gibi detaylar da sergilenmektedir. Bu müze ev, Mudanya’nın tarihi ve kültürel mirasına önemli bir katkı sunmakta ve ziyaretçilere geçmişin izlerini sürme fırsatı vermektedir.

Tirilye

Bursa’nın sakin ve tarihi atmosferiyle büyüleyen ve Rum kökenli bir yerleşim yeri olan Tirilye, tarih boyunca farklı kültürlerin izlerini barındırmıştır ve bu zenginlikleri günümüze kadar korumuştur.

Tirilye’nin tarihi dokusu, dar sokakları, taş evleri ve deniz manzarasıyla büyüleyici bir atmosfere sahiptir. Rum mimarisinin özelliklerini taşıyan evler, çiçeklerle süslenmiş avlularıyla göz kamaştırır. İlçenin merkezinde bulunan Hagios Stephanos Kilisesi, Tirilye’nin tarihi ve kültürel mirasını simgeler. Bu kilise, Bizans döneminden kalma ve görkemli yapısıyla dikkat çeker.

Tirilye, sadece tarihi değil, aynı zamanda doğal güzellikleriyle de büyüleyicidir. Marmara Denizi’nin kıyısında yer alan ilçe, sahilindeki balıkçı tekneleriyle huzurlu bir ortam sunar. Deniz kenarındaki balık lokantaları ve kafeler, misafirlere yöresel lezzetleri deneme ve deniz manzarasının keyfini çıkarma fırsatı verir.

Tirilye’nin etrafında yer alan zeytinlikler ve doğal alanlar, doğa yürüyüşleri ve piknikler için idealdir. Burada zamanın nasıl geçtiğini unutup, doğanın tadını çıkarmak mümkündür. Ayrıca, ilçenin çevresinde bulunan tarihi köyler ve antik kalıntılar da keşif için cazip birer seçenektir.

Tarihi Zeytinyağı Fabrikası

Tirilye, zeytin hasadı döneminde sokakları saran mis gibi zeytin kokusuyla ünlüdür. İsmi zeytinle özdeşleşen bu şirin belde, Osmanlı döneminde bile zeytinyağı üretimiyle tanınmış ve ürünleri Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar ulaşmıştır. Tirilye’nin tarihi zeytinyağı fabrikası da yıllara meydan okuyarak ayakta kalmıştır, yıpranmışlık onu etkilememiştir.

Osmanlı döneminde, sadrazamlar yabancı büyükelçilere verecekleri davetler için özel bir liste isterlermiş. Bu liste, her büyükelçinin en sevdiği yemekleri içerirmiş ve ilginç bir şekilde her büyükelçinin listesinde vazgeçilmez bir yiyecek olarak Tirilye zeytini bulunurmuş. Bu durum, Tirilye zeytininin o dönemde ne kadar değerli ve lezzetli olduğunu gösterir.

1906 tarihli bir Salname’de Tirilye hakkında şu bilgiler yer alır: “Başlıca üretim zeytin, koza ve ev içi imalat sanayisi olup çeşitli oda dokumaları da bulunmaktadır. Zeytin ürünleri Doğu Rumeli, Karadeniz kıyıları ve İskenderiye çevresine gönderilmektedir.” Bu da Tirilye’nin zeytin ve diğer ürünlerle olan ticari ve kültürel bağlarını ortaya koyar.

Panagia Pantobasilissa Kilisesi

Bursa’nın Tirilye bölgesinde yer alan ve Hristiyanlığın kadim dönemlerinden günümüze ulaşan önemli yapılar arasında yer alan Kemerli Kilise, dikkat çekici özellikleriyle göz kamaştırıyor. Kilise, Mısır’ın İskenderiye şehrinden getirilen sütunlarla inşa edilmiş olup, 13. yüzyılın sonlarına tarihleniyor.

Kemerli Kilise, aynı zamanda Panagia Pantobasilissa Kilisesi ve Trigleia Manastırı Kilisesi olarak da biliniyor. Adını, payandalar üzerindeki kemerlerden alıyor ve tarihte duvarlarına resim yapılan ilk kilise olarak öne çıkıyor. İç mekânındaki freskler, süslemeler ve motifler, kiliseyi görkemli kılıyor. Duvarlarda yer alan insan freskleri ve Hz. Meryem’in yaşamını anlatan sahneler, kilisenin tarihi ve dini önemini vurguluyor.

Ne yazık ki, 1855 depreminde büyük hasar gören Kemerli Kilise, yıllarca bakımsız kalmış ve çan kulesi ile kubbesi yıkılmıştı. Ancak İstanbul Fener Rum Patrikhanesi’nin Bursa Metropolitliği’ne atadığı Elpidophoros Lambriniadis tarafından satın alınarak restore edilecek. Restorasyon çalışmalarının ardından kilise, eski ihtişamına kavuşacak ve yeniden ibadete açılacak.

Kemerli Kilise’nin bu restorasyon süreci, tarihi ve kültürel mirasın korunması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Kilisenin tekrar ziyaretçilerini ağırlayacak olması, bölgenin turizm potansiyelini de artırması bekleniyor.

Taş Mektep

Tirilye’nin ikonik simgesi haline gelen Taş Mektep, neo klasik mimari tarzında inşa edilen bir okul. 1924 yılında yetim ve öksüz çocukların eğitimi için Darü’l eytam olarak hizmet vermeye başlıyor. 2021 yılında son restorasyonları tamamlanan okul Tirilye’de görülmesi gereken yerlerden sadece biri.

Girit Mahallesi

Mütareke Müze Evi’nden çıktıktan hemen sonra Girit mahallesine giriş yapabilirsiniz. Tarihi Mudanya evlerinin yer aldığı bu küçük ve şirin mahalle, mübadeleden önce Rumların yerleşim alanlarından biri olmuş. Eski Rum mahallesi olarak da bilinen bu sokak, denize kıyısı ile rengarenk evleri barındırıyor. Ahşap konakların bazıları atıl şekilde kalmış olsa da bazılarında yaşam devam ediyor. Bazı binalar ise restore edilerek restoran ve kafe olarak hizmet veriyor. Her sokağın denize çıktığı Girit mahallesinde fotoğraf çekebilir, turlayabilirsiniz.

Baş Melekler Kilisesi

Bursa’nın Mudanya ilçesindeki Kumyaka Mahallesi’nde bulunan Baş Melekler Kilisesi, bölgenin en önemli tarihi yapılarından biri olarak öne çıkıyor. Dünyanın en eski üçüncü kilisesi olarak bilinen ve Taksiyarhonadıyla da anılan kilise, 780 yılında inşa edilmiştir, yani bin 234 yıllık bir geçmişe sahiptir.

Baş Melekler Kilisesi, Bizans İmparatoru IV. Konstantinos Porphyrogenetos döneminde 780-797 yılları arasında yapılmış ve uzun yıllar özel bir şahsa ait bir mülk olarak hizmet vermiştir. Ancak daha sonra İstanbul Fener’deki Ekümenik Patrikhane tarafından Bursa Metropolitliğine atanan Elpidophoros Lambriniadis’e satılmıştır. Kilisenin anahtarı ise mahalle muhtarına teslim edilmiştir.

Geçmişte akıl hastalarının tedavi edildiği bilinen kilise, tarih boyunca birçok tadilat görmüş ve 1922 yılına kadar önemini korumuştur. Şimdi ise tamamlanan restorasyon çalışmaları sonrasında, Baş Melekler Kilisesi insanlığın ortak mirası olarak hem ibadete hem de ziyarete açılacak.

Haber Merkezi