26 yaşındaki elektrik işçisi Yusuf Turan’ın iş cinayetin hayatını kaybetmesi nedeniyle Kent Meydanı’nda basın açıklaması yapan Enerji Çalışanları Sendikası, grev yasağının olduğu iş kolunda, grev yasağının kaldırılmasını talep etti.
26 yaşındaki elektrik işçisi Yusuf Turan, Şanlıurfa’da kırsalda yaşanan bir elektrik arızasını gidermek için çıktığı elektrik direğinin akımının kesilmemesi nedeniyle hayatını kaybetti.
Turan’ın ölümü Enerji Çalışanları Sendikası tarafından bugün Kent Meydanı’nda protesto edildi.
Düzenlenen basın açıklamasında sendika adına konuşan Sedat Yılmaz, Turan’ın beş yıldır aynı iş yerinde çalıştığını, kaza geçirdiği gün yanındaki personelin de “yüksek akımda çalışabilir” sertifikası olmayan, yeni işe girmiş işçiler olduğunu söyledi. Turan’ın bu nedenle mecburen direğe çıktığını, çıkmasaydı işinin sonlandırılabileceğini söyleyen Yılmaz, bunun Dicle Elektrik Dağıtım Şirketi’nde (DEDAŞ) yaşanan ilk iş cinayeti olmadığını, geçtiğimiz günlerde Batman’da İfran Demir isimli işçinin de hayatını kaybettiğini dile getirdi.
DEDAŞ’ta peş peşe yaşanan bu ölümlü kazaların tesadüf olmadığını ifade eden Yılmaz, “Şirket bir yandan tecrübeli işçileri, sendikal faaliyetlerinden dolayı işten çıkartıp personel eksiltirken, bir yandan genç ve tecrübesiz işçileri işe alıyor. Enerji işçileri arasında bilinir ki tecrübe ancak 2 senede kazanılır. Fakat şirket iş güvenliğini ve uzmanlığını önemsemeden tecrübesiz personeli gece mesailerine tek ekip olarak gönderiyor” dedi.
Şirketin daha yakın zamanda “sendikal faaliyet, mobil ekibe katılmama, rotasyonu kabul etmeme” gibi hukuki ve hakkaniyetli olmayan sebeplerden dolayı 24 işçiyi işten çıkardığını hatırlatan Yılmaz, işçilerin tek sorununun şirket politikaları olmadığını da belirtti.
Enerji iş kolunda grev yasağının olduğunu, “ağır ve tehlikeli” sınıfında sayıldığını hatırlatan Yılmaz, aynı sınıfa dahil diğer iş kollarından daha düşük ücret aldıklarını, hatta bazı bölümlerde net ücretlerin asgari ücretin altına düştüğünü açıkladı.
Son on beş yılda özelleştirmelerle beraber, enerji sektörünün devlet tarafından tamamen şirketlerin insafına bırakıldığını, kamu denetiminin enerji iş kolunda yok denecek kadar az olduğunu, vergi rekortmenliğinde birbirleriyle yarışan şirketlerin söz konusu işçinin güvencesi ve alın teri olduğunda kulaklarının duymadığını söyleyen Yılmaz, “Göstermelik birtakım tedbirlerle sorumluluklarını üstlerinden atmaya çalışan bu şirketler, bu düzeni sözde işçinin hakkını savunacak olan, sarı sendikalar aracılığıyla bugüne getirmiştir” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, Enerji Çalışanları Sendikası olarak grev yasağının olduğu iş kolunda, grev yasağının kaldırılmasını, taban maaş uygulamasını ve eşit işe eşit ücret politikasını savunduklarını duyurdu.
Haber Merkezi