Bugün ülkenin herhangi bir noktasındaki KOBİ ve üzeri bir sanayi kuruluşuna gidelim.
Ya da durun durun şehrinizdeki küçük sanayi sitesindeki araba tamircisine gidin en büyük derdin ne diye sorun.
İlk sırada ‘Usta’ lafını duymazsanız bile ilk 3’te kesin duyacaksınız.
Bugün sanayide bir CNC operatörüne 20 bin lira dolayında maaş veren fabrikaların olduğu bir coğrafyada yaşarken mühendisler nasıl ya diye sormuyor mu?
Soramazlar.
Çünkü sanayi ile uyumsuz eğitim sistemi sonucunda herkes mühendis oldu ama piyasanın 2 mühendise karşılık 20 usta ihtiyacı olduğu unutuldu.
Mühendislerin yetkinliklerini, okuldaki eğitim kalitesini falan hesaba katmadan sadece piyasa aritmetiği ile hareket edelim;
Piyasada arzı bol olanın fiyatı düşerken arzı talebin altında kalanın fiyatı artar!
İşte bugün de beyaz yaka personelin bazı işlerdeki mavi yaka personelin yarıya yakın maaşa çalışmasının nedeni bu.
***
Tabii ki bu kadar sığ bir konuyu dillendirecek değiliz sadece. İşin asıl derinlik kazanan kısmı oluşan usta yani nitelikli personel açığı nedeniyle sanayi cephesinde üretimin aksaması.
O nasıl oluyor derseniz en basit hali ile şöyle anlatayım;
Fabrika var, makine var, hammadde var ama fabrikada makineyi kullanıp hammaddeyi işleyecek personel yok!
Özellikle konfeksiyon, tarım gibi emek yoğun ve yetkinlik görece daha az isteyen sektörlerde kayıtsız işgücü ile bu açık kapatılırken, otomotiv, makine gibi nitelikli personel olmadan yürüyemeyecek ana sanayi ve ona bağlı tedarikçiler kısmında işin rengi hiç de öyle değil.
Personel olmadığı için ihracat yapamayan sanayi kuruluşlarının haberleri gelmeye başladı da bu işi yönetenler sanayiye bas bas ihracat diye bağıranlar bu handikabı neden duymazdan geldi diye sorabildik mi?
***
Sanayi şehirlerinde desteklenmesi gereken Mesleki eğitim kurumları neden gereken katkıyı alamıyor? Sadece meslek liseleri değil, çıraklık eğitim merkezleri ve meslek yüksekokulları da bu klasmana dahil ve onların da konuşulması gerekli. Dağın dibinde hayvancılığın zirve yaptığı ilçede bilgisayar programcılığına nasıl ihtiyaç yoksa şehrin göbeğinde de tarım ve hayvancılık liselerine gerek yok.
Ülkede din bilen insan kadar torna bilen insana da ihtiyaç var. Hatta iş bulma hesabı yaparsak torna bilen kişiye daha çok ihtiyaç var.
Sanayi üretsin, şehirler kalkınsın, yeni yatırımlar yapılsın bunların hepsi tamam ama kim çalışacak?
Uzatmadan söyleyeyim;
Karanlık fabrikalar terimini ilk duyduğumuzda çıkan gürültü artık duyulmuyor. Çünkü yeni yatırımlar hep bu yönde.
Bugün eğitim sistemini sanayi ve toplumdan ayrı kurgulayanlar sanayideki bu otomasyon yatırımları sorasında büyük bir işsizlik ile karşı karşıya kalacaklar….