Devlet eliyle çocuk sömürüsü: “Meslek lisesi sermaye meselesi”

Yayınlama: 09.08.2024
A+
A-

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin verilerine göre, 2023-2024 eğitim ve öğretim döneminde MESEM kapsamında çalıştırılırken ölen çocuk sayısı 9 oldu.

Bu cümleyi altını çizerek birkaç kez okuyun!

Bir çırpıda okuyup geçeceğimiz sayı değiller çünkü onlar.

Çocuk onlar.

18 yaş altında olup okulda eğitim görmesi gereken, yaz günlerinde tatil yapması gereken çocuklar. Devlet eğitim diyerek MESEM adı altında çalıştırdığı çocukları koruyamıyor ve gözlerimizin önünde çocuklar katlediliyor.

Burada kaç tane çocuk kelimesi geçti saydınız mı?

Ben yazarken birkaç kez okudum ve saydım. Cümleler anlamsızlaşıyor gibi gelse de aslında daha çok vurguyu artırmak için tekrar tekrar yazıyorum çocuk kelimesini.

Meslek liselerinde yeterince öğrenci bulamayan devlet çalışan çocukları eğitim adı altına toplayıp daha ucuza sermayedarların hizmetine nasıl sunabilirim diye düşünüp bu yolu bulmuş. Malum meslek liseleri ile ilgili propaganda yaparken “meslek lisesi memleket meselesi” ifadesini kullanıyorlar. Oysaki ortada olan “meslek lisesi sermaye meselesi” halidir.

9. sınıf itibariyle çalıştırılmaya başlayan çocuklar bir işçi statüsünde haftada 4 gün, 11 ay çalışıyorlar. (Resmi olarak haftada 4 gün, gayri resmi çalışma sürelerini bilmiyoruz)

Öğrenciler sömestr tatilini veya yaz tatilini kullanamıyorlar. Bu çalışma karşılığında asgari ücretin yarısı yani 8.501,06 TL ücret alıyorlar. Ödenen bu parayı da devlet teşvik adı altında işyerine iade ediyor. Yanlış okumuyorsunuz, işyerleri çalışan çocuklara ödedikleri ücretin büyük bir kısmını devletten geri alıyorlar.

MESLEK SAHİBİ OLMAK MI? NEYE RAĞMEN?

“Mesleki Eğitim Merkezlerimizle attığımız her yeni adım, gençlerimizin nitelikli bir meslek sahibi olarak daha güçlü, daha güvenli ve gelecek için daha umutlu olmasına imkân sağlayacak. Mesleki Eğitim Merkezlerinde öğrenciler ilgi ve yetenekleri olduğu meslek alanında hem çalışarak hem okuyarak eğitim alır. Eğitim süresi 4 yıldır. ” Ne kadar güzel bir anlatım değil mi? Ancak ülkemizde çocukların lise eğitimleri hiç de ilgi alanlarına göre gerçekleşmiyor. Öğrenciye neden bu mesleği seçtin diye sorduğumda “puanıma göre Milli Eğitim beni bu okula yerleştirdi. Ben aslında ……. alanında okumak istiyordum” cevabı alıyorum. Resim yapmak isteyen bir çocuğun mobilya eğitimi alması pek de ilgi alanına göre yerleştirme sayılmaz herhalde. Üstelik çocuk hakları evrensel bildirgesinde 18 yaş altındaki her birey çocuktur der ve çocuklar ağır işlerde çalıştırılmaz.

ILO kayıtlarına göre; “Çocuk işçiliği: çoğu kez çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından zararlı işler olarak tanımlanır. Buna göre çocuk işçiliği kapsayan haller:

  • Çocuklar için zihinsel, fiziksel, toplumsal ya da ahlaki açılardan tehlikeli ve zararlı işler,
  • Okula düzenli devam etmelerini engelleyerek eğitim hakkından mahrum kalmalarına, okullarından erken ayrılmalarına yol açacak işler,
  • Çocukların okullarıyla birlikte yürütmek zorunda kaldıkları ağır işler” diye tanımlanıyor. Bu tanımlamaya rağmen işin en acı kısmı da ILO Türkiye Temsilciliğine “MESEM bir çocuk işçi programı, ne düşünüyorsunuz diye sorulduğunda” “Bu bir eğitim programı o nedenle kabul edilebilir” açıklamasını yapıyor. Yani çocuklara sahip çıkan kimse yok.

Özellikle yoksul aileler aile bütçesine katkı sunması bakımında çocuklarını MESEM’e yönlendiriyor. Gelecek garantisi olmayan bir ortamda hiç olmazsa bir mesleği olsun diye düşünüyorlar.

Öğrenciler, tek amacı kâr olan ve hiçbir pedagojik eğitimi olmayan patron ile ustabaşının insafına terk ediliyor. Meslek eğitimi bu yöntemle özel sektöre devredilerek eğitimin kamusallıktan çıkarılıp özelleştirilmesini de destekliyor. Bu uygulama ile çocuklar zorunlu ve örgün eğitimden uzaklaştırılarak devlet eliyle işverene ucuz iş gücü olarak sunuluyor.

Fabrika vb. yerlerde çalıştırılarak sadece bu yıl 42 çocuk hayatını kaybetti. Bu ülke ölü çocuklar, ölü kadınlar ülkesi oldu. Kendi geleceğine sahip çıkamayan bir ülke olur mu? Çocuklarını göz göre göre yeterli iş güvencesi sağlanmayan bir ortamda çalıştıran bir ülke haline geldik. Dosyalarda her şey mükemmel, kağıt üstünde tüm sorumluluklar tamamlanmış ancak gerçekte çocuklar hayatını kaybediyor. Milli Eğitim Bakanlığı bu uygulamayı durdurmalı ve gençlerin ilgi ve yeteneklerine göre lise eğitimi almalarını sağlayan uygulamaları hayata geçirmelidir.