Daha önce bir üçleme halinde ‘Çin Ablukası’ konusuna değinmiş ve bu kapsamda ülkemizin ihracattaki sürükleyici 3 sektörünün durumunu anlatmıştım.
O yazıların akabinde çokça sorulan sorular vardı.
Bunlardan en önemlisi ‘Biz Çin’e ne satabiliriz?’ veya ‘Orayı hedef pazar yapamaz mıyız?’ minvalindeki sorulardı.
Biraz piyasaların içerisinde olan bir kişi net biçimde söyler ki biz genel ekonomiyi etkileyecek düzeyde Çin’e ihracat yapamıyoruz. Çünkü Çin’in de buna ihtiyacı yok!
Çin ekonomik olarak kendi iç pazarından dolayı oldukça büyük bir ülke. Kapladığı coğrafyayı da göz önünde bulundurursak başka birçok anlamda da avantajları var.
Hammadde ucuz, işçilik ucuz, teknoloji ellerinde, patentleri güçlü ve lojistik ağında dünyanın en iyilerinden birisi.
Bu maddeleri alt alta koyunca orayı bir tedarik pazarı olarak görmek veya görmeye çalışmak hiç de akıl karı değil.
****
Biraz rakamlara bakalım;
Ekim 2023’te açıklanan verilere göre Çin’den yapılan ithalat 3 milyar 761 milyon dolar olurken, 2 milyar 996 bin 429 dolarlık ihracat yaptık.
Son dönemde makine ve otomotiv tarafındaki hareketlilikle bu aradaki makas biraz daha açıldığı gibi Çin’in Türkiye’nin ihracat pazarlarındaki payını da ele geçirmesiyle ülke ekonomimize verdiği hasar azımsanmayacak düzeyde.
Ama bu demek değil ki Çin ekonomisine giren para çıkmıyor.
Bizim bu açılan makası kapatabilmek adına Çin pazarından dışarıya çıkan parayı bir kaynak vasıtasıyla toplamak gerekiyor. İşte onu yapabilmek için ise elimizde Çinlilerde olmayan ve tamamen yerli imkanlarla yönetebildiğimiz bir sektör var.
Adı başlıkta yazdığı gibi turizm.
****
Resmi rakamlar belli olmasa da 2023 yılı içerisinde 400 milyon Çin vatandaşının çeşitli lokasyonlara Turizm amacıyla seyahat ettiği hesaplanıyor. Bu Çinlilerin içerisinde 7 milyon kişinin rotasını direkt olarak Avrupa’ya kırdığı saptanmış durumda.
Avrupa’ya tatile gelenler aynı zamanda cebinde ciddi parası olan insanlar.
Bu sayının her geçen yıl artması bekleniyor. Avrupa’da turizmi geliştirmek isteyen ülkelerin özellikle Çin konseptli düzenlemeler yaptığını duymaya başladık.
İmalat sanayisinde kaybettiğimizin bir kısmını turizm pazarı ile geri alabilmek adına ülkemizin turizm destinasyonları ile Çin kafilelerinin taleplerini eşleştirip onları doğru alanlara taşımayı başarırsak bu 7 milyon Çinli’nin en az yüzde 10’unu direkt Türkiye’ye çekebiliriz.
Bu rakamı şöyle anlatayım;
Yine eylül ayında yapılan hesaplamalara göre ülkemize gelen bir turist ortalama 1200 dolar harcıyor.
700 bin turist X 1200 dolar = 840 milyon dolar demek.
Bu rakamı 1 milyona çıkardığımız zaman zaten Çin ile oluşan dış ticaret açığı da kalmayacak.
Ama bunu görebilecek sektör temsilcilerine ihtiyacımız var.
****
Türkiye sanılanın aksine Çin ile rakip değil. Türkiye Çin’in gelecek planlarında Avrupa’ya açılmak için kullanabileceği stratejik bir nokta.
Bunun bilincinde olarak doğru çalışmalarla Çin’in yükselişini kendi ekonomimizin toparlanmasına fayda sağlayacak biçimde değerlendirebiliriz.
Turizm sadece bunlardan birisi.
Bizim algıları açıp hedefleri görmemiz gerekiyor.