CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Soma’dan Ankara’ya yalın ayak Ankara’ya gelen Fernas işçilerinin TBMM’ye yürümelerinin engellenmesine tepki gösterdi. Sarıbal, “Maalesef Türkiye’de iki madencilik var. Her türlü imkanlar maden ocaklarının sahiplerinden yana ama işçiye gelince sadece ölümle her dakika, her an karşılaşan bir yapı.” dedi. Sarıbal, 10 Ekim Gar katliamında hayatını kaybedenleri anarken “Koşullar ne olursa olsun katliamı unutturmayacağız. Çünkü unutursak ve unutturursak yeni katliamların yolu açılacak” dedi.
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek, Soma’dan Ankara’ya yalın ayak yürüyen ve eylemlerini Kurtuluş Parkı’nda sürdüren Fernas işçilerinin, TBMM’ye yürüyüşlerinin güvenlik güçleri tarafından engellenmesini eleştirdi.
Sarıbal, 2014 yılında yaşanan Soma maden faciasını hatırlatarak, “Soma’da 301 madenciyi kaybettiğimiz o felaketi katliam olarak nitelendiriyorum. Bugün aynı madenlerde çalışan Fernas işçileri hak arayışında. Eylemlerinin 46. günündeyiz. Soma’da başladıkları bu mücadeleyi, Ankara’ya kadar taşıdılar. Ancak Meclis’e seslerini duyurmak için yürümeye çalıştıkları sırada polis engeliyle karşılaştılar. İşçilerin talepleri çok net: İşçi sağlığına ve güvenliğine önem verilmesini istiyorlar” dedi.
Sarıbal, işçilerin çalışma koşullarının son derece riskli olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Fernas işçileri yeraltında kullanılmaması gereken araçlar ve eksik hava sirkülasyonu gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Yetersiz iş güvenliği nedeniyle toplu ölümler riski altında çalışıyorlar. Yetersiz işçi sayısı nedeniyle uzmanı olmadıkları alanlarda görevlendiriliyorlar ve bu da büyük tehlikelere yol açıyor. Eksik koruyucu ekipmanlar, kimyasal maddeler ve tehlikeli araçlar işçilerin hayatını tehlikeye atıyor.”
İş güvenliği ve işçi sağlığının sağlanmasının zorunlu olduğunu belirten Sarıbal, madencilik sektöründe işçilerin sürekli risk altında olduğunu dile getirdi. “Maden sahipleri tüm kamu kurumlarını arkalarına almışken, işçiler her an ölümle burun buruna çalışıyorlar” diyen Sarıbal, hükümetin bu konuda harekete geçmesi gerektiğini söyledi.
Sarıbal, güvenlik güçlerinin işçilere yönelik müdahalesine tepki göstererek, hükümete ve yetkililere seslendi: “Bu insanlar bizim insanlarımız. Yeraltında da çalışsalar, gökyüzüne de çıksalar, onlar bizim vatandaşlarımız. Eğer insanlar daha insanca çalışma koşulları talep ediyorsa, onların önüne engeller koymak kabul edilemez.”
Basın toplantısında, 10 Ekim 2015’te Ankara Garı’nda meydana gelen ve 104 kişinin hayatını kaybettiği bombalı saldırıya da değinen Sarıbal, bu katliamın Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük sivil katliamı olduğunu hatırlattı. “Ankara Garı’nda toplanan emek, barış ve demokrasi gönüllülerine yapılan bu saldırıyı unutmayacağız. Bu katliam, organize bir şekilde göz göre göre gerçekleşti. Yetkililer seyirci kaldı ve hala suçlular yargılanmıyor” ifadelerini kullandı.
Sarıbal, hukukun siyasetin kontrolünde olduğunu belirterek, adaletin sağlanmadığına dikkat çekti ve “Ne olursa olsun, 10 Ekim Katliamı’nı unutturmayacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
Haber Merkezi