ÇEDES uygulamalarına karşı Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapmak isteyen eğitimcilere polis müdahale etti. Eğitimciler basın açıklamasını İl Milli Eğitim Müdürlüğünün dışında gerçekleştirdi.
Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) Projesi’ne karşı ortak basın açıklaması yapmak isteyen Eğitim-Sen Bursa Şubesi, Eğitim-İş Bursa Şubesi ve CHP Bursa İl Örgütü’ne polis müdahale etti. Polis müdahalesi ile Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü bahçesinden çıkarılan eğitimciler Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğünün dışında basın açıklaması gerçekleştirdi.
Türkiye’deki eğitim sisteminin bir taraftan tarikat ve cemaatlere, diğer taraftan da sermayeye peşkeş çekildiğini ifade eden CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, “AKP Genel Başkanı’nın ‘eğitim alanında başarısız olduk’ sözleri ile bir itiraf olarak hafızalarımıza kazınan 21 yıllık dönemde, 9 bakan değişmiş, eğitim sistemi yaz boz tahtasına dönmüş, bilerek ve isteyerek siyasallaştırılmış, dinselleştirilmiş ve iktidarın ideolojik hedefleri için araç haline getirilmiştir. PISA v.b. uluslararası araştırma sonuçları da eğitimin niteliğine yönelik başarısızlığı net bir biçimde ortaya koymaktadır.” dedi.
Milli eğitimin ülkeyi geleceğe taşıyacak en önemli hizmet alanı olduğunu dile getiren Yeşiltaş, milli eğitimin aynı zamanda ülke için bir beka soru da olduğu ifade etti.
“MİLLİ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN’İN BEYANLARI ASLA KABUL EDİLEMEZ”
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in verdiği rakamlara göre Milli Eğitim Bakanlığının bin 167’sinin resmi kurumlarla olmak üzere iki bin 709 protokol imzaladığını ve protokollerin okulların ve milli eğitim sisteminin gereksinim duyduğu fiziki altyapı, malzeme, yazılım ve/veya donanıma yönelik çeşitli kurumların yapacağı katkılara yönelik olmadığına dikkat çekerek “Aksine, Milli Eğitim Bakanlığı’nın anayasal görevi olan ve öğretmenlerimizin uzmanlığında okul yaşamında geliştirilmesi beklenen yaşam becerilerine yöneliktir. Bunu, Bakan’ın Meclis’te bu protokolleri savunurken ortaya koyduğu gerekçelerden de anlıyoruz. Öğrencilerin bilgi, beceri, davranışlarının geliştirilmesi MEB ve öğretmenlerin görevidir. Tarikat ve cemaatleri, çocukların dağa çıkmasını engelleyen sivil toplum örgütü olarak gördüğüne ve protokol imzalamaya devam edeceğine yönelik beyanları asla kabul edilemez. Bakanın bu sözleri, bugüne kadar zor şartlarda hizmet veren öğretmenlerimizi dağa insan kaynağı yetiştirmekle suçlaması anlamına da gelmektedir. Öğretmenlerimizin, çocukların terör örgütüne kaynak olarak dağa çıkmasını engelleyemeyeceğini ama kerameti kendinden menkul tarikat ve cemaat unsurlarının engelleyeceğini dile getirmek de başlı başına bir zavallılıktır. Milli Eğitim Bakanı, bu yapılarla ilişkiyi savunurken özelikle belirli bir bölgeyi işaret etmekte, cemaat ve tarikatlar aracılığıyla bölgenin şekillendirilmek istendiğini de açıkça itiraf etmektedir.” ifadelerini kullandı.
Yatılı okulların kapatılıp, çocukların tarikat ve cemaat yurtlarına mahkum edildiğinin altını çizen Yeşiltaş, “Bakanlığın tarikat ve cemaatler ile yaptığı protokolleri tasdik etmesi, eğitimin topyekun dinselleştirilmesini hedefleyen politikaları ifşa etmiştir.” dedi.
“MİLLİ EĞİTİM BAKANI YUSUF TEKİN BU GÜNE DEK SÖYLEDİKLERİNİN SAĞLAMSINI YAPMIŞTIR”
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in TBMM’de yaptığı konuşmanın itiraf niteliğinde olduğunu ifade eden Eğitim-iş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in TBMM’de yaptığı itiraf niteliğindeki konuşma da hem bugüne dek söylediklerimizin sağlamasını yapmış hem de hükümetin eğitimi gericileştirme konusunda artık aymazlık seviyesine geçtiğini göstermiştir. Yani din toplumda bir sömürü ve rant aracı haline getirilemesin diye tekke ve zaviyeleri kapatan Cumhuriyet’in kurucu iradesinin var ettiği Meclis’in çatısı altında, Anayasa’ya göre laik eğitim hizmeti vermekle yükümlü olan bir Milli Eğitim Bakanı, laik eğitimin ve Cumhuriyet’in düşmanı olan gerici yapılarla işbirliği yaptığını ve yapacağını açıkça ilan etmiştir.” dedi.
Milli Eğitim Bakanı’nın söz konusu açıklamasıyla Anayasa’yı ve Milli Eğitim Temel Kanunu’nu çiğnediğini ve çiğnemeye devam edeceğini milyonların önünde ilan ettiğini ifade eden Toy, “Kaçak tarikat yurtlarında ufacık kızların yandığı, çocukların sayısız kez istismara uğradığı, gördüğü baskı yüzünden hayatının baharında canına kıydığı, maddi ve manevi şiddete uğradığı bir ülkenin milli eğitim bakanı, milletin egemenliğinin sembolü olan Meclis’te kürsüye çıkıp bu karanlık yapılara ‘teşekkür’ ediyor, itiraz edenleri ‘terörü desteklemekle’ itham ediyorsa tuz kokmuştur. Ve insanlığın ciğerini yakan bu kötü kokuyu ancak adalet bastırabilir.” şeklinde konuştu.
Mili Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı işbirliğinde yürütülmekte olan ÇEDES Projesi’nin laik- bilimsel eğitim anlayışına ve pedagoji bilimine aykırı bir içerik hazırlanıp ve hatta uygulanmaya başlandığını ifade eden Eğitim Sen Bursa Şubesi Sözcüsü Meral Batga, Bu proje ile siyasi iktidarın eğitim sistemini siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda, dini kural ve referanslara göre biçimlendirmek istediğini dile getirdi.
“ÇEDES İLE DİNCİ TARİKAT VE CEMAATLERE ÖĞRENCİ DEVŞİRMENİN ÖNÜ AÇILACAK”
Projenin öğrencilere milli, manevi, ahlaki, insani ve kültürel değerlerin benimsetilmesi amacıyla tüm lise, ortaokul, ilkokul ve anaokullarını, il merkezi ve ilçelerde bulunan tüm cami ve Kur’an kurslarını kapsadığını hatırlan Batga, “Milli Eğitim Müdürlükleri ve İl Müftülükleri araciyla okullara ‘manevi danışman sıfatıyla pedagojik eğitimi bulunmayan, imam hatip, Kur’an kursu öğreticileri çeşitli illerde görevlendirildi. Koordinatör öğretmen ve koordinatör öğrencilerin dini telkinler yapan ‘Değerleri Eğitimi’ çalışmalarına katılmaları sağlanacak. CEDES projesi ile Milli Eğitim Bakanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet işleri Başkanlığı’nın, dinci tarikat ve cemaatlere öğrencileri devşirmenin önü açılacak.” dedi.
Haber Merkezi