Bir şeyler ters farkında mısınız?

Yayınlama: 15.09.2024
A+
A-

Bir an düşünün; bugün bildiğiniz her şey tersine dönüyor. Bugüne kadar toplamak artırmak demekti. Artık toplama eksiltme hali. Çarpma işlemi katlamak iken parçalamayı ifade ediyor. Ya da bugüne kadar “baba” diye okuduğunuz “dada” oluyor. Altıncı kata çıkmak için yukarıya doğru gitmeli ama artık altıncı kata gitmek için aşağı inmeli demeniz gerekiyor.

Dünyanız alt üst olurdu değil mi! Normalde bu kadar büyük bir değişiklik hali tüm ayarlarımızı bozar, şaşkınlık içinde ne yapacağımız bilemezdik.

Aslında dislektik bir çocuk için hayat böyle. Size normal gelenler onlar için çok farklı. Siz sayıları alt alta yazıp artı işareti yaparak çoğaltıyorsunuz ama ona bu durum yanlış geliyor. “Bu işaret çıkarma neden artıyor” diye soruyor.

Bunu bir öğrencimde görmüştüm. 4 taşı sağ elime, 5 taşı sol elime aldım. İki avucumu birleştirip “ne oldu şimdi” diye sorduğumda “azaldı” diye heyecanla bağırmıştı. Ben gözlerimi patlatmış çocuğa bakarken o yanlış söylediğini fark edip bütün heyecanı yıkılmıştı. Neden? Çünkü ben disleksi nedir bilmiyordum. Bu çocuk da bir farklılık olduğunu düşünüp okuyup araştırmaya, uzmanlara sormaya başladım. O güne kadar öğrenciyle ilgili “bu çocuk çok akıllı, sınıfta kısa zamanda öğreniyor ama ertesi gün bunları hiç duymamış gibi unutup, yüzüme bakıyor” diyordum.  Nihayet öğrencinin özelliklerine göre disleksi olacağını anlayınca ailesi ile konuştum. Aile önce meseleyi anlayamadı. Birkaç kez daha görüşmelerin ardında çocuk psikiyatri ile görüştüler. Teşhis konuldu ve yönlendirmelerle öğrenci özel eğitim almaya başladı. Özel eğitimleri sayesinde birkaç ay gibi kısa zaman içinde öğrenci çarpım tablosunu öğrendi, toplama çıkarma yapmaya başladı. Ve öğrenmeyi keşfeden çocuğun kendine güveni geldi, kabuğunu kırdı ve kendini keşfetti.

Günümüzde benzer hikayeleri duymak mümkün. Farkındalık arttığından öğrencileri daha net görülebiliyor ve daha çabuk yönlendirmeler yapılabiliyor. Bilimsel bir çalışma ile öğrencinin öğrenme yöntemlerini keşfederek yolunu aydınlatmak kolaylaşıyor.

Çocuğunuz/öğrenciniz; okuma-yazma öğrenmede yaşdaşlarına göre çok zorluk çekiyor, yazarken harf atlıyorsa, okurken kelimeleri değiştiriyor, b-d-p gibi harflerini yer değiştiriyorsa, rakamları ters yazıyor (3-6-9… gibi), “6-9″,”3-8″,7-4″ gibi rakamları birbirinden ayırt etmede zorluk yaşıyorsa, sağı solu ayırt etmekte zorlanıyor, toplama ve çıkarma işaretini karıştırıyorsa, ayakkabılarını bağlama gibi motor becerilerde zorlanıyorsa disleksi olabilir. Okulun rehberlik birimine yönlendirmek ve aile ile görüşmek çok önemli.

Aileler genellikle çocuklarındaki bu farklılığı görmek veya kabul etmekte zorlanıyorlar. Onları ikna etme süreci yorucu olabiliyor. Albert Einstein, Thomas Edison, Tom Cruise, Sylvester Stallone, Eisenhower, Pablo Picasso, John Lennon, Leonardo da Vinci, Muhammed Ali, Aslı Enver, Ebru Cündübeyoğlu gibi ünlü bilim ve sanat dünyasından isimlerin de disleksi olduğunu açıklayarak açıklamak kolaylık sağlayabilir. Çünkü disleksi, zeka geriliği değil aksine yaratıcı, 3 boyutlu düşünebilen, detaydan çok büyük resmi görebilen, farklı düşünebilen, problem çözme yetisine sahip olan kişiler ve onların bu özelliklerini öne çıkarmak gerekiyor. Disleksi bir hastalık değil farklılıktır, kalıtsaldır, normal veya üstün zekalılarda görülür ve Nörolojik kökenlidir. Bu bilgileri ailelere açıklamak onları rahatlatıyor. Aslında çocuk psikiyatrileri bunları çok güzel açıklıyor da iş gitmelerini sağlamak. Disleksi olan ünlü insanları öğrenince özel bir farklılık olması daha ikna edici oluyor.

Dislektik olduğu fark edilmeyen binlerce çocuk, kullanılmayan binlerce zeka demektir ki bu durum heba olan hayatlar anlamına gelir. Buna gözümüzü kapatmamız mümkün değil.