Barutçu Tekstil’de işveren tarafından amonyakla zehirlenen işçilerin davası görüldü

Bursa, Barutçu Tekstil’de sendikal faaliyetler nedeniyle işten çıkarılan ve fabrika önünde eylem yapan 8 işçi, geçtiğimiz Ocak ayında amonyak tanklarının açık bırakılması sonucu zehirlendi. İşçiler, olayın patron tarafından kasten yapıldığını, iki tane 3’er tonluk amonyak tankının kapaklarının kasten açık bırakıldığını ileri sürerek suç duyurusunda bulunarak “silahla kasten yaralama” suçundan dava açmıştı. Bursa Adliyesi 23. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın karar duruşması, işveren yetkililerinin son savunmalarının alınması talebiyle 17 Eylül’e ertelendi.

Davanın karar duruşması, bugün (30 Nisan) Bursa Adliyesi 23’ncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti, işveren yetkililerinden son bir savunma alınmasını isteyerek kararın 17 Eylül’de açıklanmasına karar verdi.

“AMONYAK YÜKLÜ TANKLAR İŞÇİLERİN ZEHİRLENMESİNE SEBEP OLDU”

Çalışma hakları işveren tarafından çalınan işçilerin fabrika önünde hak arayışlarını sürdürürken işveren zulmüne uğradıklarını ifade eden Öz İplik-İş Bursa Şubesi Örgütlenme Uzmanı Serkan Açıcı, “Şöyle ki; çalışma taleplerini dile getirmek için fabrikanın önünde eylem yapan işçilerin bulunduğu kamusal alana, şirket yetkilileri tarafından kapakları açık 2 adet amonyak tankı bir kamyonetin arkasında saklanarak, eylemdeki arkadaşların zehirlenmesine neden olunmuştur. Hastaneye kaldırılan işçilerin hafif zehirlenmeye maruz kaldığı doktor raporu ile tespit edilmiştir. Sizce herhangi bir vatandaş insan sağlığını tehdit eden bu amonyak tanklarını satın alabilir mi? Bu tankları sanayi bölgesinin ortasına getirebilir mi?” diye sordu.

“İŞÇİLERİN SAĞLIĞINA KAST ETMİŞTİR”

Şirket aracı ile şirket çalışanlarına, bunu ancak işveren yaptırabileceğinin altını çizen Açıcı, “İşveren; benim 6 tane fabrikam var, 8 şoförüm var, şoförlerin başında sorumlu kişiler var diyerek, suçu yine verilen görevi yapmaktan başka seçeneği olmayan işçilerin sırtına yıkmaya çalışmıştır. Çünkü; o işçiler işlerini kaybetmekten, patronlarının ekonomik gücünden korkmaktadırlar. İtiraz etmek ya da verilen görevi reddetmek gibi bir seçenekleri yoktur. Burada işverenin kastı vardır. Sendikal örgütlenme önüne türlü engeller çıkartarak suç işlemiştir. Çalışma hakkını talep eden işçilerin sağlığına kast etmiştir. Adalet sisteminden güçlü olanın değil, haklı olanın yanında olmasını bekliyoruz. İşverenin işlediği fiiller nedeniyle cezalandırılmasını istiyoruz. Adalet istiyoruz.” dedi.

Haber Merkezi