CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, bugün “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Anayasa Değişikliği Önerisi Tanıtım Toplantısı”na katıldı.
CHP, İYİ Parti, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti tarafından oluşan Altılı Masa, Anayasa taslağını açıklıyor.
Altılı Masa’da yer alan partilerin yöneticileri, anayasa değişikliği çalışmasının detaylarını paylaşıyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, ilk olarak sahne çıktı.
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Serap Yazıcı ise şunları ifade etti:
Anayasa Değişikliği Önerimiz, 28 Şubat 2022’de Genel Başkanlarımız tarafından imzalanarak kamuoyuna açıklanan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metnini esas almıştır. Bu metin, özünde, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin yürürlükten kaldırılmasını, Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçilmesini amaçlamaktadır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi devletin bütün organ ve kurumlarını önemli ölçüde zayıflattığı halde bu sistem altında en ağır hasarı yaşayan, yargı organı olmuştur.
Bu nedenle Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni, hükümet sistemi değişikliği yanında gerçek bir hukuk devleti yaratmayı ve bu bağlamda yargının bağımsızlığını sağlamayı vaat etmiştir. Bu amaçla önerimiz, yargı mensuplarına bireysel bağımsızlıklarını, yargı kuruluşlarına da kurumsal bağımsızlıklarını sağlayan yenilikler içermektedir.
Hâkimlik ve savcılık teminatını düzenleyen 139. maddeye coğrafî teminat eklenmiştir. Böylece hâkim ve savcıların bireysel bağımsızlıkları güçlendirilmiştir.
Yargı mensuplarının bireysel bağımsızlıklarını güçlendirmek amacıyla ayrıca Hâkimler Kurulu ve Savcılar Kurulu şeklinde iki organ düzenlenmiştir. Hâkimler Kurulu, hâkimlerin özlük hakları konusunda, Savcılar Kurulu ise savcıların özlük hakları konusunda karar verme yetkisine sahip olacaktır. Bu organların üye kompozisyonu ve üyelerinin seçiminde izlenen yöntem, çoğulculuk esasına göre tasarlanmıştır. Her iki organın üyelerinin bir bölümünü seçme yetkisi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne tanınarak bu organların demokratik meşruiyete dayanması sağlanmıştır. Hukuk devletinin gereği olarak her iki kurulun kararları yargı denetimine tâbi kılınmıştır.
Önerimiz, yargılama sürecinin önemli unsurlarından biri olan savunma makamını ilk kez bir anayasa hükmüyle düzenlemiş; böylece savunmaya anayasal bir statü kazandırmıştır. Bunun doğal sonucu olarak savunma, iddia makamıyla eşit bir statüye kavuşacaktır. Bu ise hukuk devletinin temel unsurlarından olan adil yargılanma hakkını ve bu hakkın aslî unsurlarından olan savunma hakkını güçlendirecektir. Öte yandan bu yenilikle adil yargılanma hakkının bir başka unsuru olan silahların eşitliği ilkesi garanti edilecektir. Bu hüküm kapsamında Türkiye Barolar Birliği’ne özerk bir statü sağlanmış; bu yenilikle avukatlık mesleğine sahip olması gereken itibar kazandırılmıştır.
Anayasanın ve hukukun üstünlüğünün güvencesi olan Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşu, üye kompozisyonu, üyelerin seçiminde izlenen yöntemle çalışma usulleri ve Yüksek Mahkeme’nin yetkileri yeniden düzenlenerek Mahkeme’nin etkinliği güçlendirilmiştir. Bu amaçla Anayasa Mahkemesi’nin ağır iş yükü dikkate alınarak üye sayısı on beşten yirmi ikiye çıkarılmış; halen iki daire ve bir Genel Kurul halinde çalışan Mahkeme’nin dört daire ve bir Genel Kurul halinde çalışması sağlanmıştır.
Türkiye’nin taraf olduğu temel hak ve hürriyetlere ilişkin milletlerarası andlaşmalar, Anayasaya uygunluk denetiminde başvurulacak ölçü normlara dâhil edilmiştir. Böylece 2004’te Anayasanın 90. maddesinde yapılan değişiklik, yaptırımla desteklenerek insan hakları alanının genişlemesi ve Türkiye’nin uluslararası itibarının korunması sağlanmıştır.
Bireysel başvuruların alanı, sosyal hakları da kapsayacak biçimde genişletilmiştir. Bireysel başvuruların temelindeki hak ihlâllerinin, Anayasa Mahkemesi’nin denetimine tâbi bir normun hukuka aykırılığından kaynaklanması halinde Yüksek Mahkeme’ye bu normu denetleme yetkisi de tanınmıştır.
Nihayet Anayasa Mahkemesi’ne yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirlerinin alanına müdahale eden işlemleri nedeniyle yapılacak başvuruları da inceleme ve karara bağlama yetkisi tanınmıştır.
Yüksek Seçim Kurulu, yerine getirdiği işleve uygun olarak Anayasamızın Yüksek Mahkemeleri düzenleyen bölümüne aktarılmış; iki daire ve bir Genel Kurul halinde çalışması öngörülmüştür. Böylece dairelerin alacağı kararlar, itiraz denetimine tâbi kılınmıştır. Daha da önemlisi, Yüksek Seçim Kurulu’nun seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarına ilişkin verdiği kararların, Anayasa Mahkemesi’ne yapılacak bireysel başvurulara konu olması sağlanmıştır. Böylece seçim sürecinin hukuka uygunluğu teşvik edilmiştir.
Sayıştay da Yüksek Mahkemeler başlığı altında düzenlenerek demokrasinin aslî unsurlarından olan şeffaflık ve hesap verirlik güvence altına alınmıştır.
Anayasa Değişikliği önerimiz yargıya ilişkin unsurlarıyla birlikte kabul edilerek yürürlüğe girdiği takdirde Anayasamızın 2. maddesinde yer alan ve değiştirilmesi yasaklanan insan haklarına saygılı, demokratik, lâik, sosyal hukuk devleti kavramları, Anayasa düzenimizin asıl belirleyicisi olabilecektir. Böylece tüm vatandaşlar, geleceğe güvenle bakabilecekleri huzurlu bir ortama kavuşacaklardır.”
İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz ise şunları söyledi:
Güçlü, kalkınmış ve demokratik Türkiye’nin inşası için hazırladığımız anayasa değişikliği çalışmamızda, temel hak ve hürriyetlerin güvenceye kavuşturulması ve hürriyetler üzerindeki baskılara son vermek için önerilerimizi hazırladık.
Temel hak ve hürriyetler açısından değişiklik önerimizin ruhunu yansıtan ilk düzenleme başlığa ilişkindir. Anayasanın ikinci kısmının başlığını “Temel Hak ve Hürriyetler” olarak değiştirerek otoriter anayasacılık anlayışına karşı demokratik ve özgürlükçü anayasa inşası inanç ve kararlılığımızı vurguluyoruz.
İnsan onurunun dokunulmazlığını ve Devletin buna saygı gösterme ve koruma yükümlülüğü ile temel hak ve hürriyetlerin bütünlüğünü ve yasama yürütme ve yargıyı bağlayıcı olduğunu Anayasanın 12. Maddesine ekliyoruz. Devlete insan hakları ihlallerini önleme ve herkesin haklardan yararlanmasını sağlama yükümlüğünü getiriyoruz.
İnsan haklarına dayanan Devlet düşüncesini daha belirgin kılmak için temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması olan 13. Maddenin kenar başlığını temel hak ve hürriyetlerin üstünlüğü olarak değiştiriyor; madde metnine hürriyetin esas sınırlamanın istisna olduğunu belirten düzenlemeyi ekliyoruz.
Düşünce, kanaat ve ifade hürriyetini tek bir maddede düzenliyoruz. Hiç kimsenin düşüncelerinden ötürü ayrımcılığa tabi tutulamayacağını anayasal ilke olarak belirliyoruz. Bu değişiklik sonucunda ifade hürriyeti, çoğulcu bir demokrasinin gerektirdiği ölçüde genişlemiş olacaktır.
Kamuoyunun özgürce oluşmasını ve medyada çoğulculuğun sağlanmasını Devlete bir ödev olarak yükleyerek basın hürriyeti üzerindeki keyfi uygulamalara son veriyoruz.
Toplumun haber alma hakkını koruma ve kamuoyunun serbestçe oluşmasını sağlama amacıyla kişiler ve siyasi partilerin kamu tüzel kişilerinin elindeki kitle haberleşme ve yayım araçlarından hakkaniyet ve adalet ilkesine uygun olarak yararlanma hakkına sahip olduğunu anayasal ilke olarak düzenliyoruz.
Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Hürriyetlerde önerdiğimiz değişikliklerle müreffeh bir ülke hedefimizin anayasal alt yapısını oluşturuyoruz.
Anayasanın 62. maddesinin başlığını Yurt dışında yaşayan Türkler olarak değiştirerek Devletin onların hak ve menfaatlerini koruma, dil ve kültürlerini muhafaza etme ve anavatanla bağlarını geliştirme çalışmaları yapma görevini vurguluyor, Devlete tarihi ve kültürel bağlara sahip olduğumuz ülkeler ve topluluklarla ilişkileri gerçekleştirme yükümlülüğü getiriyoruz.
Sosyal ve ekonomik haklar kısmına yeni haklar ekliyoruz. Herkesin sağlık hakkına sahip olduğunu ve hiç kimsenin temel sağlık hizmetlerinden yoksun bırakılamayacağını hükme bağlıyoruz. Çevre hakkı ile çevreyi korumanın, çevre kalitesini yükseltmenin, gıdaların doğallığını sağlamanın devletin bir görevi olduğunu belirtiyoruz. Hayvan hakları da bu değişiklik önerimizde yer alıyor. Devletin doğal hayatı ve hayvanları korumak ile hayvanlara yönelik eziyet ve kötü muamele yapılmaması için gereken tedbirleri alma görevi olduğunu belirtiyoruz.
Milletvekili genel seçimlerinde geçerli oyların yüzde birini alan partilere devletin mali yardımda bulunacağı ve bu yardımın dörtte birinin partiler arasında eşit olarak dağıtılacağı, geri kalan tutarın ise partilerin elde ettikleri oy oranına göre paylaştırılacağı düzenlemesini getiriyoruz.
Demokratik hayatın vazgeçilmez unsuru olan siyasi partiler hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının kapatma davası açabilmesini TBMM’nin iznine bağlıyoruz.
Kapatma kararının ancak odak olma halinde verilebileceği daha yalın olarak düzenlenip odak olma tanımına yoğun, sürekli ve demokratik düzene ciddî tehlike oluşturacak bir şekilde kavramları ile fıkranın son cümlesine yasama sorumsuzluğu kapsamında kullanılan oy, söz ve düşünce açıklamaları odak olmanın tespitinde gözetilemez hükmü ekliyoruz.
Kamu Denetçiliğini düzenleyen Anayasanın 74. maddesinde yapılan değişiklikle kuruma, idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka ve hakkaniyete uygunluğunu re’sen veya şikâyet üzerine inceleme ve denetleme yetkisi tanıyoruz. Toplumun geniş kesimlerinin, tarafsızlığına, hakkaniyetine güven duyduğu bir kişinin kamu başdenetçiliği makamına seçilmesi sağlama gayesiyle Kamu başdenetçisinin seçimi usulünü değiştirerek parlamentoya hâkim olan siyasi çoğunluğun seçimi tek başına gerçekleştirmesini engelliyoruz.
Anayasa değişikliğine dair önerimizin demokratik, özgür ve güçlü Türkiye’nin kuruluşuna vesile olmasını diliyor, Aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.”
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya, şunları ifade etti:
“28 Şubat 2022 tarihinde açıklamış olduğumuz Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metnimizdeki siyasal hedeflerin bir kısmı yasa bir kısmı ise Anayasa değişikliklerini gerektirmektedir. Sözlerime başlarken mutabakat metnimizdeki Anayasa değişikliklerini gerektiren düzenlemeleri kamuoyu ile paylaşmak üzere düzenlemiş olduğumuz bu tanıtım toplantısına hoş geldiniz diyerek hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metnimizde yer verdiğimiz diğer başlıklar Kamu Yönetimi ve Siyasi Etik Başlıkları idi. Bu başlıklardaki mutabakatımızın yasa değişikliği gerektiren kısımlarını bilahare sizlerle paylaşacağız. Bu toplantımızda Anayasa değişikliği gerektiren mutabakatları sizlerle paylaşmış olacağız.
Mutabakat metnindeki hedeflerimizden bir tanesi yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarını artırılması, yerel yönetimlerde demokratik katılım, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin hâkim kılınması, merkezi yönetimin yerel yönetimler üzerindeki idari denetiminin sınırlarının açıkça belirlenerek yerindelik denetimi anlamına gelen vesayet uygulamalarına son verilmesi idi. Bunu teminen Anayasa’nın 127. Maddesinde bir değişiklik teklifi öngördük. Bu değişiklik teklifimizde görevi ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma mahalli idare organlarını veya bu organın üyelerinin İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırma uygulamasına son veriyoruz. Bu durumdaki geçici olarak görevden uzaklaştırmaya ilişkin tedbir kararlarının kamu yararı bulunması şartıyla İçişleri Bakanının talebi üzerine Danıştay tarafından bir ay süre ile verilebileceğini, bu kararın ayda bir Danıştay tarafından gözden geçirilmesini ve nihai olarak bu kararın 6 ayı geçmemesini öngörüyoruz.
Merkezi idarenin mahalli idareler üzerindeki idari vesayet yetkisinin amacını Anayasada sınırlı olarak sayarak mahalli idarelerin yetkisini artırıyoruz. Mutabakat metnimizde kamu yönetimi başlığı altında mutabık kaldığımız bir diğer nokta akademik özgürlük ve üniversitelerle ilgili düzenlemelerdir.
Yükseköğretimde özgür ve çoğulcu bir sistem oluşturarak Üniversitelerin bilimsel özerkliklerinin yanında, idari ve mali özerkliklerini de anayasal güvence altına almak, Yükseköğretim Kurulu’nu kaldırarak yerine yetkileri koordinasyon görevi ile sınırlandırılmış, üyelerinin ise demokratik meşruiyet esasına dayanılarak seçildiği üniversiteler arası bir kurul tesis etmek amacı ile Anayasanın 130 ve 131. maddelerinde değişiklik öngördük.
Mutabakat metnimizde kamu yönetimi başlığı altında mutabık kaldığımız bir diğer nokta da Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlardı. Bu kurumlardan bir tanesi ve bugün maalesef en tartışmalı hale gelen kurumların başında gelenlerden bir tanesi de Radyo ve Televizyon Üst Kuruludur. Anayasanın 133. Maddesindeki değişiklik teklifimiz ile bu kurulun çoğulculuk, özerklik ve tarafsızlık ilkelerine bağlı olarak çalışmasını temin etmeyi amaçladık.
Bizler, Yarının Türkiye’si için hazırlamış olduğumuz Anayasal Değişiklik önerimizi sizlerle paylaşmış bulunuyoruz. Bu tanıtım toplantımız ile birlikte Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem önerimizi tanıtmak, kamuoyunu bilgilendirmek ve istişare ve müzakere kültürü ile toplumun tüm kesimlerinin önerileri almak üzere bir kısım çalışmaları yapmaya karar verdik. Bu kapsamda başta medya organları, barolar, sivil toplum kuruluşları ile meslek örgütleri, iş dünyası, sendikalar, kadın ve gençlik örgütlerini ziyaret ederek bu çalışmalarımızı kendileri ile paylaşıp destek isteyeceğiz. Aynı zamanda 81 ilde 6 siyasi parti olarak birlikte yapacağımız planlama ile de sivil toplum buluşmalarla bu önerilerimizi aziz milletimiz ile paylaşacağız.
Anayasanın önemsizleştirilmeye, hukuk devleti ilkesinin unutturulmaya, devletin bir parti devleti haline dönüştürülmeye, kurum kültürü ve kurallar sisteminin yok sayılmaya çalışıldığı bu dönemi aziz milletimiz ile birlikte mücadele ederek aşacağımıza ve Cumhuriyetin 1. Yüzyılındaki kazanımlarımızı muhafaza ederek daha ileriye götürüp sorunlarımızı demokrasi kültürü içinde çözerek Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmaya kararlıyız.
Tanıtım toplantımıza göstermiş olduğunuz ilgi sebebi ile hepinize teşekkür eder, Yarının Türkiye’sinin inşası için hep birlikte çalışmaya devam edeceğimizi ifade ederek saygılar sunarım.”