Türkiye’de yaşayan emekliler geçinebilmek için çalışmak zorunda kalıyor. DİSK Emekli-Sen Genel Sekreteri Fikri Kalender, “Bu yılın ilk on ayında iş cinayetlerinde 50 yaş ve üzerinde toplam 668 kişi hayatını kaybetti. Bunlardan 267’si kayıt içi, 401’i kayıt dışı çalışanlardan oluşmaktadır” dedi. İstanbul Planlama Ajansı’nın verilerine göre, Türkiye ekonomisinin 2003-2022 döneminde ortalama yüzde 5,4 büyüdüğü belirtilerek, “Türkiye aynı zamanda son on altı çeyrektir ise aralıksız olarak sürekli büyüyen bir ekonomidir. Bu dönemde emekli sayımız artmış, toplam nüfusa oranı da yükselmiştir. Bu artışa rağmen emeklilerin milli gelirden aldığı pay küçülmüştür” denildi.
Türkiye’de yaşayan milyonlarca emekli açlık ve yoksulluk sınırının altında maaş alıyor. Emekliler geçinebilmek için çalışmak zorunda kalıyor. ANKA Haber Ajansı’na konuşan DİSK Emekli-Sen Genel Sekreteri Fikri Kalender, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Uluslararası Çalışma Örgütü’nden (ILO) derledikleri veriler ve sendikalarının araştırmalarına göre, bu yılın ilk on ayında iş cinayetlerinde 50 yaş ve üzerinde toplam 668 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.
Kalender, “668 işçiden 267’si kayıt içi yani prim ödeyenlerdir. 401’i kayıt dışı çalışanlardan oluşmaktadır. 50 yaş üstü kadın çalışanlardan iş cinayetinde hayatını yitiren 9 kişidir. Sanayi sektöründe 198, hizmet sektöründe 127, inşaat sektöründe 112, tarım sektöründe 101, diğer iş kollarında 130 olmak üzere toplam 668 işçi yaşamını yitirmiştir” bilgisini paylaştı.
Kalender, 50 yaş ve üzeri ölen işçilerin, iş cinayetleri toplamının üçte birini oluşturduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Türkiye’de iş cinayetlerinin ana sebeplerinden biri AKP iktidarının 4857 sayılı İş Kanunu’nda yaptığı değişiklikler ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun çıkarılması, iş cinayetlerinin artışına sebep olmuştur. 12 yılda 6331 sayılı Kanun’da yapılan ve yüzde 40’ı bulan değişikliklerin sermayenin aşırı üretim ve kar için engel gördüğü uygulamaların gevşetilmesi, belirsiz hale getirilmesi veya ötelenmesi üzerinedir. Sermayenin taleplerine uygun düzenlemeler, işletmelerde denetim ve yaptırımları işlevsiz kılmış, dizginsiz bir sömürü ilişkilerinin de önünü açmıştır. Güvencesiz ve sendikasız çalışma koşulları da iş cinayetlerinin artışına neden olmaktadır. Türkiye Avrupa Birliği ülkeleriyle karşılaştırıldığında iş cinayetleri konusunda en kötü ülkedir. AB üyesi 27 ülkede iş cinayetleri oranı yüz binde 1,76 iken Türkiye’de bu oran yüz binde 8,76 dır. Buda gösteriyor ki AKP iktidarı tercihini işçi ve emekçilerden yana değil sermayeden yana kullanmaktadır.”
ANKA