BAK’ın prestij kaybettik

Yayınlama: 02.10.2024
A+
A-

Geçen hafta bu sayfada “Bizim olsa da olmasa da BAK’ın YAPI’yoruz…” başlıklı yazımda isim vermeden durumu anlatmıştım.

Ve sormuştum!..

O müteahhit firma, o ihaleyi kazanamazsa ne olacak diye…

O paralar geri verilecek mi demiştik.

Ve elbette geri verileceğini söylemiştik.

***

Tam bu noktada araya girip bir hikaye anlatmak istiyorum.

Üstelik bu hikaye de yine Bursa’da geçiyor…

Bir müteahhit 2019 yılında büyük çaplı bir projeye başlar. Projeyi tamamlayabilmek ve ek gelir oluşturmak için de daha topraktan satış yapmaya başlar.

Erkenden daire alanlara büyük bir fırsat sunar. Hem taksit taksit ödenecektir, hem de uyguna ev sahibi olunacaktır.

Elbette, yine yatırım amaçlı ev almak isteyenler projeye para yatırmaya başlar.

Gelen para, hem müteahhidi rahatlatarak binaları yapmasına olanak sağlarken, parayı yatıranlar da ev sahibi olmanın hayalini kurmaya başlarlar.

Velhasıl, 2020 yılında pandemi tüm dünyayı kasıp kavurduğu gibi, Türkiye’ye de sıçrar.

Ekonomi allak bullak olur!..

Aylarca iş yapılamaz duruma gelinir. İnşaatlar durur, insanlar dışarıya bile çıkamaz.

Ancak buna rağmen insanlar parasını ödemeye devam eder.

Müteahhit de yavaş da olsa binanın kaba inşaatını bitirmeye yaklaşmış, artık iç aksamına geçmiştir.

Fakat, her şey o kadar pahalılaşır ki, haliyle ev fiyatları da neredeyse yüzde 100 zamlanmıştır.

İşte tam bu noktada müteahhidin aklına müthiş bir fikir gelir.

Önce birkaç ay projeye çivi bile çakmaz…

Sonra projeye yatırım yapan tüm hak sahiplerini çağırır.

Der ki; “Pandemi büyük bir kriz yarattı. Artık parayı döndüremiyoruz ve borçlarımız çok birikti. Maalesef iflas etmek üzereyim.”

Bu sözleri duyan hak sahipleri endişelenmeye başlar.

Ve müteahhit devam eder; “Ama merak etmeyin sizi mağdur etmeyeceğim.”

İşte tam bu noktada rahatlama yaşanır.

Müteahhit devam eder; “Şimdiye kadar bu projeye ne kadar para yatırdıysanız hepsini size geri vereceğim. Eksiksiz olarak.”

Hey gidi hey…

Bu ülke parayı toplayıp kaçan müteahhitlerden çok çektiği için, bu adam adeta kahraman ilan edilir.

Hak sahiplerine, şimdiye kadar ödediği tüm parayı iade eder, sonra da şirketi, kendi yedek şirketine satar.

İşte dananın kuyruğu da tam bu noktada kopar.

Çünkü, 150 bin liraya sattığı bir daireyi tekrar satılığa çıkarır. Ama bu sefer, 450 bin TL’den…

***

Yukarıda anlattığım hikaye eğer Avrupa ülkesinde veya Amerika’da olsaydı, bu müteahhit dolandırıcılıktan hüküm giyer, hatta bir daha kulübe yapmasına bile izin verilmezdi.

Ama Türkiye’de böyle bir durum yok.

***

Şimdi en baştaki konuya geri dönelim.

Kendisine ait olmayan bir arsa üzerine bir proje hazırlıyor, bu çook büyük firma.

Çünkü, daha önce 2 kez ihaleye çıkmış ve fiyatın fazla gelmesinden dolayı satılamamış arsanın tek alıcısı kendisi olacağını biliyor. (Kim bilir belki de fiyatın düşmesi için özellikle ilk iki ihaleye kimse girmemiştir.)

Bu projeler üzerinde onlarca daire satılıyor! Hatta ve hatta blok satın alan yatırımcı var!..

İhaleye teklif veren tek bir firma var. Bak’ın acaba kim Yapı’yor bu teklifi(!)

TMSF tarafından İstanbul’da yapılacak bu ihale, sessiz sedasız mı yapılacaktı zannettiler bilmiyorum ama TMSF, nedensiz olarak ihaleyi iptal etti.

Haliyle, ‘Prestij’ proje ister istemez iptal oldu!..

Bu projenin iptal olması, aynı zamanda müteahhit firmanın ön talepte topladığı paraları da iade etmesi anlamına geliyor.

Bu büyük firma o paraları elbette iade edecektir…

Ancak, bana göre ‘Prestijli Dolandırıcılık’ sınıfına giren bu uygulamanın cezası olmayacak mı?

Sadece ‘Prestij’in kaybolması yeterli olacak mı?

Yazarın Son Yazıları