Bursa Çarşısı’nı saran yarım asırlık koku serüveni

Bursa Çarşısı’na bağlanan Tuz Pazarı Caddesi’ndeki Alan Sokak’tan yayılan mis kokular, yerli ve yabancı turistleri adeta kendine çekiyor. Arcan Haraçcıoğlu, 52 yıldır Bursa Çarşısı’nda kolonya üretimi yaparak koku satıyor. 1965 yılında Bursa’da kolonyacılığa başlayan babasından aldığı mesleği yarım asırdır sürdüren Haraçcıoğlu, Bursa Çarşısı’nın tek kolonya dükkânın sahibi olmayı sürdürüyor. Haraçcıoğlu, dükkânındaki kokular kadar kolonya geleneğinin de müşterilerini çocukluklarına götürerek duygulandırdığını belirtiyor.

Bursa Çarşısı’nı saran yarım asırlık koku serüveni
Yayınlama: 09.09.2024
A+
A-

Dilek ATLI

Cumhuriyet Caddesi ile Tuz Pazarı’nın iki ucunu birbirine bağlayan sokaktan yayılan yasemin, limon, gül, sandal ağacı kokuları birbirinden farklı rayihalar ile Bursalıları cezbederken boş kolonya şişelerini doldurmak üzere gelenler, kına ve davet hazırlığı içinde olanlar dükkânı boş bırakmıyor.

Bursa’nın nostalji dolu koku adresi olan dükkanında birbirinden farklı onlarca kokuyu bir araya getirerek müşterilerini zaman içinde yolcuğa çıkaran Arcan Haraçcıoğlu, güler yüzü kadar usta burnu sayesinde dükkanını ziyaret eden yerli ve yabancı nostalji tutkunlarını kolonyasız bırakmıyor. Her ziyaretçinin kendine en uygun kokuyu bulup şişelettiği kolonya dükkânı ise tezgâhından raflarına kadar bir dönemin tarihini yaşatmayı sürdürüyor.

KOLONYANIN TARİHÇESİ

Dünyada ilk defa İtalya’nın Bolonya kentinde rahibeler tarafından imal edilen kolonyanın dünyada ikinci olarak da Almanya’nın Köln şehrinde üretildiğini söyleyen kolonyacı Haraçcıoğlu, ilginç bir bilgiyi şu sözlerle paylaşıyor:

“Türkiye’de ise ilk olarak kolonya, 1906 yılında II.Abdülhamid döneminde Tarihçi Prof. Dr. Halil İnancık’ın babası Mehmet Nuri Bey tarafından imal ediliyor. Zamanla Pera, Es-Ko, Pereja ve Eyüp Sabri Tuncer gibi diğer bilinen kolonya markaları çıkıyor piyasaya. Eyüp Sabri Tuncer’in kolonya üretimi mesleğine başlaması 1923 yılına dayanır. Pereja ise bundan kısa bir zaman sonra doğmuş bir marka olarak bugün halen üretimi ve satışı yapılıyor.”

“KOKU, DOĞANIN BİR PARÇASI”

Kokunun doğanın çeşitli renklerini temsil eden bir parça olduğunu söyleyen Haraçcıoğlu, yarım aşırı aşkın süredir sürdürdüğü mesleğine tutkuyla bağlı olduğunu belirtiyor. Çiçeklerin kokusunu hayata farklı mekân ve yollarla katmanın mutluluğunu yaşadığını sözlerine ekleyen Haraçcıoğlu, mesleğini zamana yenik düşmeden yaşatarak Bursa’nın tek kolonyacısı olarak hizmet verdiği için gururlu olduğunu da paylaşıyor:

“Eskiden ev ziyaretinde bulunan misafirlere dışardan geldikleri için ‘Git, elleri yıka’ denemeyeceği için kolonya ikram edilirdi. Bugün halen bu geleneği sürdürüyoruz tabii ki. Pandemi nedeniyle kolonya yeniden gündeme geldi. Faydası anlaşıldı. Bu da kolonyanın yeniden yıldızının parlamasını sağladı. Bu durum, işimizi olumlu etkiledi. Bursa Çarşısı’nda bu kadar çeşidin bir arada olduğu tek dükkân bizimki. Bu da yerli ve yabancı turistlerin epey ilgisini çekiyor. Fotoğraf çekmeyi de ihmal etmiyorlar. Pek çok müşterinin çocukluğunu hatırladığı için mutlu olduğunu biliyorum. Ağlayan ve özlem yaşayan müşterilerimiz de oldu. Biz de duygulanıyoruz tanıklık ettikçe.”

ÜÇ NESİLE KOLONYA SATIYOR

Eskiden en fazla 5 çeşit kolonya çeşidi olduğunu söyleyen Haraçcıoğlu, günümüzde teknolojinin sağladığı kolaylıkla müşterilerin isteyebileceği hemen hemen tüm kokuları dükkânında sattığını belirtiyor. Müşterilerinin üç nesil müşteriye hizmet verdiğini de anlatan Haraçcıoğlu, “Çocukluğunda bizden kolonya almaya gelen bazı müşterilerim bugün torunlarıyla gelip bizden kolonya alıyor” diyor ve sözlerine şunları da ekliyor:

“Pandemiden sonra değerli hatırlanan kolonyayı bugün Türkiye, dünyaya ihraç eder oldu. Benim de Çinli bir müşterim var. Eşi Türk ve kolonya kültürüne alışkın bir aileler. Hatta oğullarının adı Osmangazi. Benim ailem kökenim de Osmanlı erkânına dayanıyor. Büyük dedemiz, Padişah I. Ahmet tarafından Osmanlı Devlet’inin başkenti olan Bursa’ya Bosna-Hersek’ten 1605 yılında gelerek sadrazam olarak tayin ediliyor. Bursa’nın bilinen tarihi mekânlarından biri olan ve Tophane bölgesindeki Kavaklı Caddesi yer alan Haraçcıoğlu Medresesi ailemizin adını taşıyor. Asıl aile ismimiz Cizyedarzade’dir. Diğer dedelerimiz padişah adına gayrimüslimlerden cizye vergisi toplayarak hazineye teslim etmekmiş. Soyadı Kanunu ile birlikte Haraçcıoğlu olarak anılmaya başlıyor ve bugünlere kadar geliyoruz. Sağlığımız yettiği sürece hem aile ismimizi hem de bugünkü aile mesleğimizi sürdürmeye çalışacağız.”