Bursa’nın tarihi Hisar bölgesinde yer alan Dervişan, nostaljik eşyalarla dolu yaşam müzesi ve kafe olarak ziyaretçilerini geçmişle buluşturuyor. Cem Karaca’nın ‘Dervişan’ plağından ilham alınarak kurulan bu mekanda, eski dikiş makineleri, radyolar ve daha birçok eşya hatıraları canlandırıyor. Her yaştan ziyaretçiye hitap eden Dervişan’da Bursa’nın kültürel mirasları yaşatılmaya çalışılıyor.
EZGİ BULUT
Bursa’nın tarihi Hisar bölgesinde, bir zamanlar harabe olan eski bir çay ocağı, şimdi geçmişle bugünü buluşturan bir yaşam müzesi olarak hayat buluyor. Yusuf Kahraman’ın, 15 yaşında başladığı nostaljik eşya merakı, zamanla bir tutkuya dönüşmüş. Duvar saatleriyle başlayan bu serüven, evin bodrumuna kadar taşınmış ve sonunda bir kafe fikrine dönüşmüş. Eski dikiş makineleri, daktilolar, radyo ve televizyonlar gibi pek çok yaşanmışlık taşıyan eşya, bu kafede yeniden hayat bulmuş. Dervişan iki yılı aşkın süredir ziyaretçilerine hizmet veriyor ve her geçen gün daha fazla insanın ilgisini çekiyor. Bursa’nın geçmişine açılan bu kapı, hatıraları canlandıran eşsiz atmosferiyle herkesin kendinden bir parça bulabileceği bir mekan olma özelliğini taşıyor.
“İNSANLAR KENDİNDEN BİR PARÇA BULUYOR”
Dervişan sadece bir kafe olmanın ötesinde, bir hatıra ve duygu mekanı olarak öne çıkıyor. Kafenin en dikkat çekici özelliklerinden biri, her yaştan ziyaretçiyi ağırlaması. Kahraman, “Hiçbir kafeye insan babaannesini veya anneannesini getirmez. Ama buraya gelip hüngür hüngür ağlayan insanlar var, 80-90 yaşını geçmiş insanlar buraya gelip anılarını tazeliyor. Burası bence Bursa’nın geçmişe geçiş kapısı. İnsanların buraya gelip kendinden bir parça bulmaması imkansız” diyor.
CEM KARACA’NIN DERVİŞAN’I BURSA’DA HAYAT BULDU
Yusuf Kahraman, Cem Karaca ve Barış Manço hayranı olarak, kafenin adını Cem Karaca’nın 70’li yıllarda çıkardığı “Dervişan” plağından ilham alarak koymuş. Üst kata Cem Karaca’nın resmini çizdiren Kahraman, bu ismin mekana çok yakıştığını ve Cem Karaca’ya olan sevgisini bu şekilde ifade ettiğini belirtiyor.
Kafenin duvarlarında ve köşelerinde sergilenen eşyalar, ziyaretçileri geçmişe götürüyor. Gaz lambasından dikiş makinesine, oyuncaklardan televizyonlara kadar birçok eşya, insanların anılarını canlandırıyor. “Bir radyo, bir televizyon bizim için şu an hayatımızda hiçbir önemi yok ama o zamanlar bunlar en zengin evin göstergesiydi,” diyor Kahraman.
BURSA’DA AŞKI İÇİN DELİREN KADIN: AYTEN
Yusuf Kahraman, Bursa’ya olan sevgisini ve bağlılığını her fırsatta dile getiriyor. “Bursa’da doğdum ve büyüdüm. Bursa sokaklarını ve Bursa’yı çok seviyorum,” diyor. Dervişan’ın sadece nostaljik bir mekan olmanın ötesinde, Bursa’nın kültürel mirasına da katkıda bulunduğunu ifade ediyor Kahraman. Dervişan’da Bursa’nın unutulmaz karakterlerini de yaşatıyor. Kahraman, Deli Ayten’in Bursa’nın eski çarşısında herkes tarafından bilinen bir figür olduğunu ve bu tür hikayelerin Bursa’nın kültürel mirasında önemli bir yer tuttuğunu anlatıyor. “Deli Ayten, aşkı için delirmiş bir insan olarak Bursa’nın eski yaşayanları tarafından çok iyi bilinir,” diyor.
Bursa’da eskiden yapılan “Beşçayı” geleneğini anlatan Kahraman, insanların bayramlık gibi giyinip buluştukları bu geleneksel etkinliği yeniden canlandırmak istediğini belirtiyor. “Beşçayı, insanların birbirini gördüğü, selam verdiği, kız veya erkek arkadaş bulduğu bir ortamdı, bizde burada onu yaşatmak istiyoruz” diyor.
“BAHT KAPISINDAN GEÇENİN DİLEĞİ KABUL OLUYOR”
Kafenin en ilginç özelliklerinden biri de Baht Kapısı. Kimi evlenmek için, kimi iş bulmak için bu kapıdan geçiyor ve birçok kişi dileklerinin gerçekleştiğini belirtiyor. Hatta bu kapıdan geçip belediye başkanı olanlar bile varmış. Yusuf Kahraman, bu kapıyı rüyasında gördüğünü ve buraya koymaya karar verdiğini anlatıyor. “Bu kapıdan geçen evlenmek isteyenler hayırlı bir nasip buluyor, iş arayanlar iş buluyor,” diyor.