Doğurganlık oranındaki düşüşün ardından iktidar, gündemine ‘doğum teşvik paketi’ aldı. AKP’nin doğurganlığı artırmaya yönelik adımlar atacağını duyurmasının ardından metal işçisi kadınlar “doğum teşviki değil, eşitlikçi politikalar istiyoruz” dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 15 Mayıs’ta doğurganlık hızının, ülkedeki nüfusun azalma eğilimine girecek kadar düştüğünü ortaya koyan verileri yayınlamasının ardından AKP iktidarı, kadınları doğum yapmaya teşvik edeceklerine yönelik bir dizi açıklama yaptı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Mayıs’taki kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada doğurganlık hızındaki düşüşü “varoluşsal bir tehdit, felaket” olarak nitelendirdi.
Ardından gerçekleştirilen AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısında ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın doğurganlık hızını artırmak için çeşitli çalışmalar yapması kararlaştırıldı. Buna göre atılacak adımların arasında ise doğum izninin bir yıla çıkarılması gibi çeşitli düzenlemelerden söz ediliyor.
Tüm bu adımların ardından metal işçisi kadınlar, iktidarın gündemine aldığı doğum teşvik paketine tepki gösterdi.
Birleşik Metal İşçileri Sendikası (Birleşik Metal-İş) üyesi kadınlar, bugün İstanbul Kadıköy’de düzenledikleri basın toplantısında “Doğum teşviki değil; eşitlikçi, kamucu sosyal politikalar istiyoruz” açıklaması yaptı.
Birleşik Metal-İş Kadın Komisyonu tarafından kaleme alınan açıklamada, kadınları doğuma teşvik edeceği söylenen adımların, kadınların istihdamdaki varlığını etkilemesinden ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirmesinden endişe duyulduğu ifade edildi. “Hükümetin kadına bakışını, kadın-erkek eşitliğine olan mesafesini biliyoruz. Her fırsatta kadınların kazanılmış haklarına saldırdığına yıllardır tanıklık ediyoruz” denilen açıklamada, eşitlik politikalarının hakim kılınmadığı toplumlarda anne olmanın kutsallaştırıldığının altı çizildi. Bu kutsallaştırmanın kadınların yaşamında evde ve işte cinsiyetçi işbölümü, çalışma yaşamında ayrımcılık ve ücret eşitsizliği gibi birçok sonuç doğurduğu kaydedildi.
Açıklamada, aynı zamanda çocuk doğurmanın kadını istihdamdan çıkardığı ve evli kadınların istihdama girişinin daha düşük olduğu TÜİK verileriyle ortaya kondu.
Açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“Kadınların doğurma ya da doğurmama hakkının temel bir hak olduğunu belirtmeliyiz. Bu nedenle kadınların doğurmaya ya da doğurmamaya özgürce karar verecekleri demokratik, kadının insan haklarına saygılı, kürtaj hakkının kısıtlanmadığı, doğum kontrol yöntemlerine ücretsiz erişimin olduğu bir toplumsal yaşamın tesis edilmiş olması gereklidir. Aksi halde merdiven altı uygulamalarla birlikte anne-bebek ölümlerinin artacağı unutulmamalıdır.
TÜİK kadın-erkek 2023 istihdam verilerine göre kadınların istihdamdaki oranı %31,3 iken, bu oran erkeklerde %65,7, yani kadınların iki katından fazla olarak gerçekleşti. 2022 yılında hanesinde 3 yaşın altında çocuğu olan 25-49 yaş grubundaki kadınların istihdam oranının %28, erkeklerin istihdam oranının ise %90,5 olduğu görüldü. Bu veriler açıkça gösteriyor ki, doğum sonrası çocuk bakımının tümüyle kadının üzerine bırakılması kadını istihdamdan çıkarıyor. Hükümetin sorumluluğu, bu tabloyu kadının lehine değiştirmek için girişimlerde bulunmaktır.”
EŞİTLİK TALEP EDİYORUZ
Açıklamanın sonunda metal işçisi kadınlar, şu önlemlerin alınmasını talep etti:
Haber Merkezi