Türkiye Komünist Partisi Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayhan Keser, Hürriyet mahallesi Semt Evi açılışında yaptığı konuşmada, “Belediyeciliğin yalanla, talanla, yağmayla, halkın malını mülkünü gasp etmekle, ilgili olmadığını kanıtlayacağız. Bizim aday olmamızın, Türkiye Komünist Partisi’nin seçime girmesinin nedeni bu.” dedi.
Türkiye Komünist Partisi (TKP), geçtiğimiz günlerde yaptığı duyuruyla, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı’nın Ayhan Keser, Kestel Belediye Başkan Adayı’nın Barış Erakkuş, Mudanya Belediye Başkan Adayı’nın Fırat Can Güngör, Nilüfer Belediye Başkan Adayı’nın Gülsev Dirik, Osmangazi Belediye Başkan Adayı’nın Rayif Yiğit, Yenişehir’ Belediye Başkan Adayı’nın Asuman Tanju Hürcan, Yıldırım Belediye Başkan Adayı’nın İsmail Özsoy olduğunu duyurmuştu.
TKP Bursa İl Örgütü, bugün Hürriyet mahallesinde Semt Evi açarken, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ayhan Keser’in de tanıtımını gerçekleştirdi.
Semt Evi açılışında konuşan Keser, konuşmasına bir belediyenin ne işe yarayacağını sorarak başladı. Yerel yönetimde belediyelerin gündelik hayatın sorunsuz akmasını sağlamak üzere çeşitli hizmetleri yerine getirmesi gerektiğini söyleyen Keser, bunların başında ulaşımın olduğunu vurguladı. Belediyelerin yurttaşlara rahat, kolay ve ulaşılabilir ulaşım olanağı sunması gerekirken, bunun yalnızca Bursa değil tüm Türkiye’de sağlanamadığını kaydeden Keser, belediyelerin aynı zamanda kentin genelini ilgilendiren, doğasıyla, kültürüyle, o kenti var eden özelliklerin yaşayan herkes tarafından korunup geliştirilmesi için gerekli örgütlenmelerini sağlamakla görevli olduğunu ancak bu görevleri yerine getirmediğini anlattı.
Türkiye’de hem başkan adaylarının hem de belediye meclis üyesi adaylarının seçim öncesi büyük paralar harcadığını, seçildikten sonra ise harcanan paranın katbekat fazlasını almak için elinden geleni yaptığını söyleyen Keser, “İsim vermeyeceğim ama filan partinin falan belediye başkan adayı, aday olduğu için 50 milyon lira para vermiş. Onlar için belki çerez parası bilmiyorum ama daha fazlasını geriye almak için vermiştir. Bunu hepimiz biliyoruz değil mi? Nasıl alacak daha fazlasını? Rantı artıracak, kat iznini yükseltecek, imara açılmaması gereken yerleri imara açacak. Bunun için yeri gelecek rüşvet alacak, yeri gelecek kanunsuz kararlara imza atacak. Kendi küpünü de yandaşlarının küpünü de dolduracak. Yerel seçim, belediye meclisi başkan adaylığı, hepsi bunun için yapıyor.” dedi.
TKP’nin seçime girme amacına dair konuşan Keser, Ovacık ve Tunceli’de Fatih Mehmet Maçoğlu örneğini hatırlatarak, “Önümüzdeki dönem başka şehirlerde de belediyeciliğin yalanla, talanla, yağmayla, halkın malını mülkünü gasp etmekle, ilgili olmadığını kanıtlayacağız.” şeklinde konuştu.
Covid-19 pandemisinde emekçilerin sağlıklı korunma yöntemleri uygulanmadan çalışmaya mahkum edilmesine değinen Keser, hiçbir yerel belediyenin bu konuda yurttaşların haklarını korumak adına adım atmadığını söyleyerek TKP’nin seçime girmesinin bir nedeninin de bu olduğunu kaydetti.
Her seçimde sol/sosyalist partilerin kendi adaylarıyla seçime girmesi üzerine yapılan oy bölme tartışmaları konusuna açıklık getiren Keser, “Tablo basit. Bunlar birbirleriyle mücadele etmiyorlar. İktidarı da muhalefeti de halkla, işçiyle, okuluna gitmeye çalışan öğrenciyle mücadele ediyor. Sadece halkı ne kadar soyacaklarına karar vermek için kendi aralarında tartışıyorlar. Başka hiçbir temel konuda uzlaşamadıkları bir durum söz konusu değil. O halde biz kimsenin oyunu bölmüyoruz. Biz sadece kendimize ait olan, bu halka ait olan oya talip oluyoruz.” sözleriyle konuya dair görüşünü açıkladı.
Bursa’nın doğasının her geçen gün talan edilmesi nedeniyle şehrin yerlilerinin ‘Bursa’nın yeşilini mahvettiler’ dediğini aktaran Keser, fabrikaya açılmaması gereken yerlerde fabrikalar yapıldığını, Kestel’de kimyasal atıklar nedeniyle nefes alınamayacak duruma gelindiğini, Uludağ’ın da Alan Başkanlığı adı altında yok edilme tehlikesi altında olduğunu hatırlattı.
Bursa’daki ulaşım için ‘en kibar tabirle berbat’ diyen Keser, şunları söyledi:
“3 milyonluk bir şehrin toplu taşıması en kibar tabirle berbat. O berbat toplu taşımayı kullanmak için bile cebimizden 20 lira veriyoruz. 3-4 bir kişilik bir aile hele bir de aktarma yaparak bir akrabasını ziyaret edecek olsa 200 lirayı cebinden çıkaracak. Diyeceksiniz 200 lira artık çerez parası oldu. Oldu da çereze 200 lirayı verelim deyip evimizde oturur hale geldik. Akraba ziyareti, bir parka gidip gezmek, pikniğe gitmek, herhangi bir kültürel, toplumsal faaliyete, eğlenceye, panayıra gitmek yok. Karagöz’ün Hacivat’ın şehri eğlenmeyi unuttu. Gezmeyi unuttu. Yan yana gelmeyi unuttu. Birbiriyle konuşmayı unuttu.”
Konuşmasında yurttaşlara seslenen Keser, seçim sürecinde yalnız olmayacaklarını ve beraber seçim çalışması yürüteceklerini bildiğini söylerken, “Şu ana kadar sizi sadece seçim gelsin, bana oy versin yeter diye değerlendirenlerden hesap sormanız gerekir. Tek başına TKP’nin Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı’nın yapacaklarının sınırı var. Belediye başkan adaylarımızın yapacaklarının sınırı var. Meclis adaylarımızın yapacaklarının sınırı var. Ama halkın gücünün sınırı yok. Halk ayağa kalkarsa, mahallesinde komşusuna sahip çıkarsa, fabrikasında, atölyesinde, çalıştığı markette, özel okulunda, kırtasiyesinde iş arkadaşına sahip çıkarsa o zaman biz bunların karşısına güçlü bir şekilde dikilebiliriz.” ifadelerini kullandı.
TKP’nin yerel seçimlerde kullanacağı ‘Zübüklerden Kurtuluyoruz’ sloganına atıfta bulunan Keser, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir koltuk uğruna o partiden bu partiye dolaşan, bunu yapmak için insanların dini inançlarını istismar eden, kimi örneklerde yerel eşrafı kandırıp kendi etrafına takan ama her durumda yükselen, yükselmek için de düne kadar dost dediğinin sırtına basan bir siyasetçi profilidir zübük. O zaman zübüklerin sayısı daha azdı. Maalesef şu an her yer zübük kaynıyor. O kadar çok zübük varsa bu kadar çoklu zübüklerle mücadele eden olması gerekir. Biz zübüklerden hesap sormaya, size güvenerek çıkıyoruz. Onların karşısına bu cesaretle dikileceğiz. Önümüzdeki dönem çalışmalarımızda yanımızda olursanız hep beraber çok daha güçlü bir Türkiye Komünist Partisi inşa ederiz. Emin olun seçim bittikten sonra devalüasyon yaşandığında, Dolar, avro fırladığında elektrik faturaları 2-3 katına çıktığında vay ben şu belediyeyi aldım diye alkış yapan, şölenler düzenleyen belediyeler kuyruklarını kıstırıp oturacak. Biz sizlerle beraber o elektrik idarelerinin, su idarelerinin kapısına dayanacağız. Elimizde tencerelerle Hürriyet Mahallesi’nde yürüyeceğiz. Bize vereceğiniz oy bunu sağlayacak. Bunun için oyunuza talibiz. Bunun için güçleneceğiz. Bundan sonrası için bizim mücadelemize katkı yapmak için desteğinizi beklediğimizi son kez hatırlatmak istiyorum. Birlikten kuvvet doğar arkadaşlar. Birlikte yürüyeceğiz, birlikte mücadele edeceğiz. Daha çok kapı çalacağız ve bu zübüklerden kurtulacağız.”
Haber Merkezi