Koza Han’da bulunan mescit, mimarisi ile dikkat çekiyor. 8 sütun kesme taş üzerine yapılan mescidin altında bulunan şadırvanda abdest alınabilirken, üst katında namaz kılınıyor.
Bursa’nın tarihi hanlar bölgesinde bulunan Koza Han içerisindeki mescit, ilginç mimarisiyle yılda binlerce yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Sekizgen bir yapıda inşa edilen mescidin altında yer alan şadırvanda abdest alan ziyaretçiler, daha sonra üst katta bulunan mescit içerisinde namaz kılabiliyor. Tarihte önemli bir yere sahip İpekyolu’nun son durağı olan Koza Han’daki bu mescit, rivayetlere göre eski dönemlerde Koza Han’a gelen kervanların avluda bıraktığı develerle aynı seviyede olmaması için yüksekte inşa edildi.
Koza Han’ın açılış ve kapanış saatlerinden dolayı öğle ve ikindi olmak üzere günde iki vakit namaz kılındığını belirten Koza Han esnaflarından Erdinç Şentürk, bu nedenle imam kadrosu verilmediğini ve esnafların sırayla namaz kıldırdığını söyledi. Şentürk, “Burası 8 sütun kesme taş üzerine yapılan bir mescit. En üstünde alemi, altında kurşun kaplaması ve en altında da 8 sütün altında da şadırvanı olan güzel bir mescit. Burada baylar, bayanlar vakit namazlarını ve diğer namazlarını eda ediyorlar. Burada öğlen ve ikindi olarak iki vakit namaz kılınıyor. Han içerisinde olduğu için sabah namazlarında açılmıyor. Ayrıca akşam ve yatsı namazı eda edilmiyor. Haklı olarak buraya imam kadrosu verilmiyor. Çünkü maliyeti var. İşin ehli olan imamlık yapabilecek esnaf arkadaşlarımız namaz kıldırıyor. Bir dönem Ulu Cami’nin müezzinleri geldiler, namaz kıldırdılar bizlere. Yabancılar ve özellikle Arap turistler çok geliyor, burada namaz kılıyorlar. Altında 4 tane çeşmemiz var. İnsanlar burada abdestlerini alıyor, üst katta da namazlarını eda ediyorlar. Özellikle yazın çok güzel oluyor” şeklinde konuştu.
Dünya tarihinin önemli bir parçası olan İpekyolu’nun son durağı Koza Han’a gelen kervanlar develerini avluya bıraktığı için develerle aynı seviyede olmasın diye mescidin yüksek inşa edildiğinin rivayet edildiğini söyleyen Erdinç Şentürk, “Ulu Cami ve Orhan Camii arasında bir yer ve İpekyolu’nun son durağı burası. O dönemde develer, kervanlar geldiğinde han kapıları kapandığı için mescit ihtiyacı duyulmuş burada. O dönemde kervanlar buraya geldiklerinde develerini avluya bırakıyorlarmış. Aynı seviyede olmasın diye 8 sütun üzerinde kaldırıldığı söylenir mescidin. Yani hayvanlarla aynı sevide olmasın, daha yukarıda olsun diye yapıldığı söylenir. Değer verilmiş bu tür ibadethanelere. Güzel yerlere, güzel konumlara yapılmış. Şimdi yapılan alışveriş merkezlerinde, hastanelerde mescitler en diplerde, en köşelerde. Dolayısıyla bu tür yapıları yukarılarda el üstünde tutmamız lazım ki bizler de yükselelim” dedi.
İHA